tekniksat-teknoline-behiye-yukarikozan-roportaj-gorseli

Aslen Arnavut göçmeni bir ailenin ikinci çocuğu olan Behiye Yukarıkozan, İstanbul doğumlu. Yukarıkozan, öğrenimini İstanbul’da tamamladıktan hemen sonra, 1992 yılında Tekniksat Teknoline firmasında görevine başlıyor ve bugün  Teknoline Grup Genel Müdür Yardımcısı olarak yönetim kadrosunda yer alıyor.

Tüsiad, Müsiad ve bazı özel yardımlaşma derneklerine üye olan Behiye hanım, iş yaşamının yanı sıra sosyal hayatında da sorumluluklar üstlenen bir yaşam tarzına sahip örnek iş kadınlarımızdan..

Firma içerisindeki yönetim anlayışıyla da, tüm personelin sevgisini kazanmış durumda. 25 yılı aşkın bir süredir, Teknoline Grup’un büyümesi ile ilgili önemli adımlar ve kararlarda payı olan Behiye hanımla firmanın faaliyetleriyle ilgili samimi bir söyleşi gerçekleştirdik. Keyifli okumalar dileriz..

Behiye hanım firmanızın yukarı yönlü büyüme trendini izliyoruz. Bu gelişim nasıl başladı, anlatır mısınız?

Şirketimiz 1992 yılında merkezi uydu, TV dağıtım sistemleri, satış, projelendirme konusunda faaliyetlerine başladı. 2003 yılından sonra kendi markamızı oluşturma ve markalaşmak adına Türkiye şartlarına uygun sistem çözümleri de üretelim istedik.

Binaların çatılarındaki anten yoğunluğu ve kirliliğini önlemek, çözüm bulmak adına multiswitch üretimi yapmaya karar verdik. 2006 yılında Teknoline AŞ. üretim fabrikamız böyle hayata geçti.

tekniksat-teknoline-behiye-yukarikozan-roportaj

Son teknoloji üretim hatlarımızla, ürünlerimizi tüm proseslerde bizzat tasarlayarak ürettik ve bunu başaran nadir firmalar arasına girdik. Sizin de temas ettiğiniz gibi Türkiye pazarında istikrarlı bir şekilde büyümeye devam eden TEKNİKSAT, sektöründe dünyanın birçok ülkesinde faaliyet gösteriyor.

Tekniksat ve Teknoline markalarımız ile tamamı yerli üretim olan ürünlerimizi ülkemizde ve dış pazarda önemli bir aktör olarak sunmayı başardığımız için mutluyuz.

Sektörün ihtiyaçlarına göre gelişen süreçlerde, devlet destekli Ar-Ge çalışmalarımızın da katkısıyla oluşan birçok farklı kategoride ürün gamına sahibiz; Merkezi Uydu TV Dagıtım Sistemleri, Fiber Optik TV Sistemleri, CCTV Sistemleri, Headend Sistemleri, Intercom Görüntülü Konuşma, Akıllı Ev Sistemleri, Rack Kabinet Sistemleri, Soho Kabinetler, İç ve Dış Mekan Panolar ile Cidarlı Kabinetler bunlardan bazıları..

Yeni bir ürün grubuna girdiniz ve birkaç senedir ciddi yatırımlar yaptığınızı biliyoruz. Bize bu süreçten ve kurulan fabrikadan biraz bahseder misiniz?

Evet Nurşah hanım; yeni ürünlerimizin en genç üyesi; son teknolojiyle tasarlanmış Uni multi switch Uni-Tek sistem. Bu ürün grubuyla artık  dairelerde, tek kabloyla 4 farklı uydu alıcısı birbirinden bağımsız kanalları izleyebilecek. Bu teknoloji sayesinde işçilik ve maaliyet minumuma inerek kullanıcılara ciddi bir avantaj sağlayacak.

Sektörde ilkleri gerçekleştiren bir üreticiyiz. Tekniksat, Technoline ve Ultrasat markaları adı altında yaklaşık olarak 1.500 çeşit ürünü stoğumuzda bulunduruyoruz.

Sektördeki birçok yerli ve yabancı firmaya OEM olarak uydu sistemleri ve multi switchler, fiber optik sistemler, mobil otobüs merkezi, televizyon yayın, ses görüntü medya sistemleri ve headend sistemler üretimini modern tesislerimizde müşterinin ihtiyaçları doğrultusunda tasarlayarak üretiyoruz.

Önemli bir yatırım olan yeni fabrikamız, toplam 5.100 m2 alana kurulu ve 50 personelimiz görev alıyor. Bünyemize yeni kattığımız SMD dizgi hatları ve UV grafik makinaları ile ürünlerimizi daha yaygın hale getirebiliyoruz.

Yeni ürün gruplarında aldığınız ilk tepkiler ne yönde? Bu yatırım sizi memnun etti mi?

Müşterilerimiz yeni ürünlerimizden son derece memnun. Ürünleri piyasaya sunmadan önce kendi ekibimizle testlerden geçirip, tüm olası risklerle ilgili henüz tasarım aşamasındayken hassas bir biçimde çalışıyoruz.

Ve böylelikle müşterilerimizin karşılaşa- bileceği sorunları ortadan kaldırıyoruz. Özenle ha- zırlanan ürünlerimiz bugün kullanıcılar tarafında da takdir toplayan, memnun edici sonuçlar veriyor.

Tekniksat olarak, bu ürün gruplarında yurt içi ve yurt dışı konumuzdan bahseder misiniz?

Bugün Tekno Grup olarak, geniş üretim spektrumu ile yurt içi ve yurt dışı pazarlarda hizmet veriyoruz. Firmamız, kendi sektörlerinde dünyanın önde gelen markalarıyla; başta Almanya, Hollanda, Yunanistan, Romanya, Türkmenistan, Azerbaycan, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan, Fas, Libya, Kamerun, Cezayir olmak üzere; BAE, İran, Irak, Suriye, Mısır, İsrail ve diğer ülkelerde, temsilcilik, OEM üretim ve teknolojik işbirli- ğine dayalı ortak üretimler yapıyor.

Avrupa, Asya, Amerika, Afrika kıtalarında birçok ülkeye direkt ve endirekt olarak da ihracat yapıyoruz. Bunların yanı sıra dış ülkelere direkt satış pazarlarımızın genişletilmesi için yoğun çalışmalarımız ve fuar faaliyetlerimiz aralıksız devam ediyor.

Hızla büyüyen ihracat potansiyelimiz sonucunda firmamız, 2012 yılında “Türkiye’nin Yükselen Yıldızları” ödülüyle tüketicinin güvenine layık görülmüştür. Aynı yıl TÜBİTAK tarafından Ar&Ge desteği ile yurtiçinde de birçok resmi, askeri ve özel kuruluşla sürekli ve düzenli iş ilişkilerimiz firmamızın önemli referanslarını oluşturuyor.

Marka bilinirliğine yönelik yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?

Markalaşmanın önemli ayaklarından biri de “bilinirlik”tir. Doğan her marka adım adım bilinirliğini artırır. Bazı markaların arkasındaki sermaye gücü yüksektir, yoğun reklam ve halkla ilişkiler faaliyetleriyle kısa sürede yüksek marka bilinirliğine ulaşırlar.

Markaların önce farkına varılır, sonra hakkında bilgi sahibi olunur. Gözümüze veya kulağımıza çalınan her yeni markaya karşı ilgi ve merak duymayız. Bu yeni markayla birkaç yerde daha karşılaşırsak incelemek, hakkında öğrenmek isteriz. Bu açıdan müşterilerimize ulaşacağımız tüm pazarlama kanalları bizim için değerlidir.

Markanızın, hedef kitlenizin tamamı tarafından bilinmesi kadar, hangi hızla hatırlanır olduğu da önemlidir. Markanızın hatırlanırlık seviyesi; marka imajınız, marka konumlandırmanız, marka vizyonunuz, marka değeriniz gibi oluşturmaya ve aktarmaya çalıştığınız kavramların hedef kitlenizin zihninde ne kadar yer edindiğine bağlıdır.

Eğer markanız bir kişi tarafından kullanıldıysa elbette o kişideki hatırlanırlık seviyesi artacaktır. Bu yüzden kurumsal değerlerimizden ödün vermeden müşterilerimize son derece kaliteli hizmet sunmak oldukça önemlidir

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı..

Ülkemizde yerli üretime tam destek istiyoruz. Devlet kapsamlı devlet destekli inşaat projelerinde ithal ürünler değil de yerli ürünler kullanılsın istiyoruz.

Ülkemizdeki bazı firmalar teknoloji anlamında çok ilerledi ama fırsat verilmezse bu fark edilmeyecektir. Her firma yaptığı yatırımların ve uğraşların karşılığını görmek ister.

Ülkemizde Türk mühendislerimizin ürettiği ürünler yerine, ithal ürünlerin kullanılması, bizim de kanayan yaramızdır. Biliyoruz ki; gelecekte tüm dünyaya hitap eden bir Türkiye göreceğiz.

Röportaj: Sektörüm Dergisi Nurşah SUNAY


Turkey’s rising star; TEKNOLINE

Behiye Yukarıkozan, the second child of an Al- banian immigrant family, was born in Istanbul. Just after completing her education in Istanbul, she started working in Tekniksat Teknoline Company in 1992 and today she is still in the management staff as Deputy General Manager of Teknoline Group.

Mrs. Behiye, who is a member of Tüsiad, Müsiad and some special aid associations, is one of our exemplary business women who have a lifestyle that undertakes responsibilities in her social life as well as in her business life. We  conducted an intimate interview with Mrs. Behiye, who has been involved in important steps and decisions related to the growth of Teknoline group for over 25 years. We wish you a pleasant reading.

We are following the upward growth trend of your company Mrs. Behiye. Can you tell me how this development started?

In 1992, our company started its activities on Central satellite, TV distribution systems, sales and project de- sign.

After 2003, we wanted to create our own brand and create appropriate system solutions in order to become a brand. We have decided to produce mul- tiswitch in order to prevent the redundancy and pollution on the roofs of the buildings and to find a solution regarding this matter. This is how our TEKNOLINE Co. production plant brought into action in 2006.

With our state-of-the-art production lines, we have de- signed our products in all processes on ourselves and we are among the rare companies that succeeded in this.

TEKNİKSAT, which continues to grow steadily in the Turkish market, is operating in many countries of the world in its sector. We are happy that we succeeded to offer our TEKNİKSAT and TEKNOLINE brands and all of our domestic production products in our country and abroad as an important actor.

We have a wide range of products in many different categories with the contribution of our state-support- ed R&D activities in developing processes according to the needs of the sector; Central Satellite TV Distribution Systems, Fiber Optic TV Systems, CCTV Systems, Head- end Systems, Intercom Videophone Systems, Smart Home Systems, Rack Cabinet Systems, Soho Cabinets, Interior and Exterior Panels and Walled Cabinets are some of these.

You have entered a new product group and we know that you have been making serious investments for a few years. Can you tell us a little bit about this process and the factory established?

Yes, Mrs. Nurşah; the youngest member of our new products is Uni multi Switch Uni-single system de- signed  with  state-of-the-art  technology.  With  this product group, in the apartments, 4 different satellite receivers will be able to monitor independent channels with one cable. Thanks to this technology, labour and costs will be minimized as to give users a serious advantage.     

As Tekniksat, can you tell us about our domestic and international position in these product groups?

Today, as Tekno group, we provide services in domestic and international markets with a wide production spectrum. Our company, have representatives and make OEM production and technology cooperation based on joint productions, particularly in Germany, Holland, Greece, Romania, Turk- menistan, Azerbaijan, Qatar, Kuwait, Saudi Arabia, Morocco, Libya, Cameroon, Algeria, UAE, Iran, Iraq, Syria, Egypt, Israel and other countries, with the world’s leading brands in their own sectors.

We export directly and indirectly to many countries in Europe, Asia, America and Africa. In addition to these, our intensive efforts and fair activities continue continuously for the expansion of our direct sales to the markets of foreign countries.

As a result of our rapidly growing export potential, our company has been awarded with the “rising stars of Turkey” award in 2012 and it was deemed worthy to the customers’ confidence. In the same year, R&D support by TÜBITAK and our continuous and regular business relationships with many official, military and private organizations in Turkey constitute the important references of our company.

Can you tell us about your work on brand awareness?

One of the important bases of branding is “recognition”. Every brand that is born increases its awareness step by step. The capital strength behind some brands is high, and with intensive advertising and public relations activities, they reach high brand awareness in a short time.

The brands are first noticed and then we get information about them. We do not have any interest or curiosity in any brand that leaps to our eyes or ears. If we meet this brand in a few more places, we’d like to examine it and learn about it. In this respect, all marketing channels that we reach our customers are valuable to us.

It is also important how quickly your brand is remembered as much as your brand is known by the entire target audience.

The level of memorability of your brand depends on how much space your target audience has in the mind of the concepts you are trying to create and transfer such as your brand image, brand positioning, brand vision, brand value.

If your brand has been used by a person, of course, it will increase the level of memorability in that person. There- fore, it is very important to provide high quality service to our customers without compromising on our corporate values.

Finally, do you have anything to add?

We want full support to domestic production in our country. We want domestic products not imported products to be used at state comprehensive state-sponsored construction projects. Some companies in our country have progressed in terms of technology, but this will not be noticed if the opportunity is not given. Every company wants to see the response of its investments and efforts.

In our country, the use of imported products instead of the products produced by our Turkish engineers is our bleeding wound. We know that in the future we will see a Turkey that addresses the whole world.