Günümüzde dünya nüfusunun yarısından fazlasının şehirlerde yaşadığı bilinmektedir. Bu oran her geçen artmaktadır. Şehirler kırsal alanlara göre gelişmiş ekonomilerin yaratılmasında çok daha büyük bir rol oynamaktadır. Teknoloji, kurumsal yönetim, ticaret, bankacılık sistemi ve daha birçok alandaki gelişmeler büyük ölçüde modern şehirler üzerinden takip edilmektedir.
Bugün dünyanın birçok ülkesinde gelirlerin çok büyük bölümü şehirlerde yürütülen entegre faaliyetler aracılığıyla sağlanmaktadır. Fakat öte yandan karbon emisyonları ve atıkların önemli bir kısmı da yine şehirler yüzünden oluşmaktadır. Şehirlerin dolayısıyla toplumların sürdürülebilir olarak kalkınabilmesi için şehir yapılanmaları doğru planlanmalı ve yönetilmelidir.
Bu yapılanma akıllı teknolojiler, finans, sosyal dinamikler, doğal yaşam ve çevresel uyumluluk, kültürel değerler, bireyler ve kurumların entegrasyonu, ulaşım vb. gibi birçok konuyu kapsamalıdır.
Şehir yapılanması Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma hedefleri arasında da yer almakta; “Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar Hedefi” ile konu detaylandırılmakta ve uzun vadeli bir yol haritası ortaya konulmaktadır.
Sürdürülebilir kalkınma için şehirlerde yaşamın sosyal, çevresel ve ekonomik açıdan sürdürülebilir hale getirilmesi gerekmektedir. Şehirde yaşayan insanların konforlu, güvenli ve sağlıklı konutlarda yaşaması sağlanmalı ve bu konutlara erişim olabildiğince hızlı, kolay ve uygun maliyetli olmalıdır.
Alt yapı ve üst yapı itibariyle yetersiz kalan bölgelerde yaşam her açıdan iyileştirilmelidir. Bu bölgelerde yaşayan ya da şehirlerde kayıt dışı ikamet eden nüfus oranı sürdürülebilir şekilde düşürülmelidir.
Ulaşım sistemleri şehirlerin gelişmişlik düzeyini gösteren en önemli göstergelerden biridir. Bu bağlamda şehir yapılanmaları toplumun her kesimine erişilebilir, hızlı, güvenli ve uygun fiyatlı ulaşım çözümleri sunacak şekilde planlanmalıdır.
Toplum taşıma bu konudaki en önemli sistemlerden biri olup şehir yöneticileri yaş, cinsiyet ve engellilik durumunu göz önünde bulundurarak toplu taşımaya erişim oranını artırmalıdır.
Sürdürülebilir kalkınmada şehirlerin pozisyonu güçlendirilmek isteniyorsa o şehirde yaşayan insanların karar almak süreçlerine katılımı çok önemlidir. Yaşam alanlarının ve arazilerin planlanması ve yönetilmesinde sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı kalınarak şehrin tüm paydaşlarının görüş ve önerilerine başvurulmalıdır.
Bu sayede kapsayıcı ve entegre yerleşim planları oluşturulabilir ve şehrin sahip olduğu potansiyelden maksimum oranda fayda sağlanabilir.
Her şehrin gelecek nesillere aktarabileceği kültürel mirası, doğal güzellikleri, toplumsal değerleri vardır. Sürdürülebilir şehirlerde bütün bunlar herkes tarafından korunmalı ve güçlendirilmelidir.
Kamu ve özel sektör kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin iş birliği bu konuda son derece önemlidir. Şehir yönetimleri bu konu için özel finansman sağlamalı ve şehirde yaşayanların farkındalıklarını artıracak eğitim ve öğretim çalışmaları yürütülmelidir.
Doğal afetler her şehir için ayrı bir risk teşkil etmektedir. Her şehrin sel, deprem, yangın vb. gibi afetlere karşı sahip olduğu savunma düzeyi ve dayanıklılığı ve maruz kaldığı risk seviyesi birbirinden farklıdır.
Sürdürülebilir şehirler insanların, alt ve üst yapıların ve doğal çevrenin bu afetlerden etkilenme düzeyini sosyal ve ekonomik açıdan düşürecek şekilde planlanmalı ve yönetilmelidir.
Günümüzde dünyanın önde gelen şehirleri de dahil olmak üzere birçok gelişmiş şehirdeki en önemli çevresel problemlerden biri hava kirliliğidir. Şehirlerin sürdürülebilirlik yaklaşımıyla tasarlanması, yönetilmesi ve geliştirilmesinde hava kalitesi çok önemli bir faktördür.
İnsanların sağlığını etkileyen bu kirlilik aynı zamanda meydana gelen hastalıklardan dolayı sağlık harcamalarını da artırmaktadır. Bu nedenle, şehir yapılanmalarında hava kirliliği başta olmak üzere çevresel yönetimin her bileşeni ayrı ayrı ele alınmalıdır.
Emisyon ve atık yönetimi, geri dönüşüm uygulamaları, hijyen ve sanitasyon vb. bu çerçevede değerlendirilecek konulardan bazılarıdır. Bunun yanı sıra, sürdürülebilir şehir kalkınma planları ile insan, çevre ve kırsal alanlar arasındaki etkileşim sosyal ve ekonomik açıdan güçlendirilmelidir.
Görüşmek dileğiyle…