surdurulebilir-aydinlatma-nedir-1

Aydınlatma ürünleri hem açık hem de kapalı mekanlarda günün belirli bir bölümünde veya tamamında kullanılmaktadır. Konut, iş yeri, ofis, fabrika, okul ve hastane gibi alanlar günlük yaşamın devamı için belirli saatlerde veya sürekli olarak aydınlatılmaktadır.

Yapıların dışında kalan alanlar da gerek estetik gerekse güvenlik amaçlı olarak özellikle gece saatlerinde aydınlatılmaktadır. Aydınlatma için temelde iki türlü sistem kullanılmaktadır.

Aydınlatılmak istenen alanlar çeşitli ışıklandırma araçlarıyla ya da güneş ışığı kullanılarak aydınlatılabilir. Bu işlemi sürdürülebilir olarak yapabilmek için gün ışığı kullanımı olabildiğince arttırılmalı; yapay ışıklandırma ürünleri seçiminde ise düşük enerji kullanımına dikkat edilmelidir.

okul-hastane-avm-gibi-yerlerde-led-aydinlatmaya-gecis-yapmak-onemli-olcude-tasarruf-saglayacaktir-1

Ayrıca, insan ve çevre üzerinde sağlık ve güvenlik açısından olumsuz etki oluşturmayan ve yaşam döngüsü boyunca emisyon değerleri optimize edilmiş aydınlatma ürünleri kullanımına özen gösterilmelidir.

Günümüzde sürdürülebilir aydınlatma denilince genellikle akla ilk olarak çevre dostu ampuller gelmektedir. Geleneksel akkor ampuller ve armatürleri LED teknolojisi ile çalışan ampuller ile değiştirmek elbette elektrik kullanımını azaltmakta ve fosil yakıtların neden olduğu emisyonları düşürmektedir.

Özellikle okul, hastane, fabrika, plaza, alışveriş merkezi vb. gibi büyük alanlarda aydınlatmada LED ürünlerine geçiş yapmak yıllık enerji tüketimini önemli ölçüde düşürecektir. Fakat sürdürülebilirlik özelinde yapılacaklar LED ampul kullanımıyla sınırlı değildir.

Evlerimizdeki basit aydınlatma çözümlerinden başlayarak kamu binaları, halka açık alanlar, büyük kapalı mekanlar ve daha birçok yerde sürdürülebilirlik yaklaşımı sergilenebilir.

Sürdürülebilir aydınlatmada en temel kural gün ışığı kullanımı olmalıdır. Gündüz vakitlerinde kapalı mekanlarda gün ışığından faydalanmak hem elektrik kullanımı olmaması hem de sağlık açısından son derece önemlidir.

Pasif aydınlatma veya pasif güneş enerjisi de denilen bu sistemlerin kullanımı için yapılar güneşten maksimum aydınlatma enerjisini alacak şekilde tasarlanmalıdır.

gun-isiginin-aydinlatamadigi-yerlerde-cevre-dostu-aydinlatma-urunleri-tercih-edilmelidir-1

Bunun için bölgenin iklim koşulları doğru analiz edilmeli, güneş hareketleri doğru hesaplanmalı, yapılardaki pencereler ve çatılar doğru konumlandırılmalı ve duvarlarda cam kullanımı arttırılmalıdır.

Gerçek bir sürdürülebilirlik yaklaşımı için elbette gece saatlerinde ve kış dönemlerindeki eneri ihtiyacı da hesaba katılmalı ve yapılarda ısı yalıtımına dikkat edilmelidir.

Gün ışığının aydınlatamadığı tüm kapalı mekanlarda mutlaka çevre dostu (LED gibi) aydınlatma ürünleri kullanılmalıdır. Aydınlatma sistemleri doğrudan insanlara temas ettiğinden sistemdeki ekipmanların insan sağlığı ve çevre için herhangi bir sağlık güvenlik riski içermediği doğrulanmalıdır.

Bunun yanı sıra başta ampuller olmak üzere sistemdeki diğer bileşenlerin ömrünü tamamladıktan sonra geri dönüştürülebilir olması son derece önemlidir. Bu, hem atık miktarını düşürecek hem de üretim için girdi oluşturacağından kaynak kullanımını azaltacaktır.

Evlerde kullandığımız geleneksel aydınlatma ürünleri genellikle bir odayı veya kapalı bir mekanı tepeden aydınlatacak şekilde konumlandırılmaktadır. Fakat teknolojinin de gelişmesi sayesinde artık amacına uygun aydınlatma cihazları üretilmektedir.

Örneğin, odanızda tek başınıza kitap okurken tüm odayı aydınlatmanıza gerek kalmadan ufak bir baş ucu lambası veya kafa lambası ile işinizi görebilirsiniz. Bunun yanı sıra ışık şiddeti ayarlanabilen aydınlatma ürünlerinin kullanımı da yine sadece ihtiyacınız kadar enerji kullanmanızı sağlayacaktır.

Kapalı mekanlardaki renk seçimleri de aydınlatma ihtiyacına doğrudan etki etmektedir. Bu bağlamda, konut, ofis ve diğer kapalı mekanlarda duvarları açık renklerle boyamak aydınlatmayı daha verimli hale getirecek ve enerji ihtiyacınız düşürecektir.

Koyu tonlar, ışığı absorbe ederek mekanı daha ziyade karanlık tutma eğiliminde olduğundan renk seçiminde olabildiğinde açık tonlara ağırlık verilmelidir.

Her ne kadar çalışanlar arasında tartışma konusu olsa da açık ofisler aydınlatma ihtiyacını düşüren sürdürülebilir tasarımlara örnektir. Her bir çalışan veya çalışan grubu için ayrık kapalı mekanlar tahsis etmek her bir bağımsız bölümün ayrı bir şekilde aydınlatılmasını gerektirmektedir.

Fakat açık ofislerde çok daha az aydınlatma ürünü kullanarak daha fazla alan aydınlatılabilmektedir. Bu da aydınlatma için gerekli enerji miktarını düşüreceğinden sürdürülebilirliği destekleyen bir uygulamadır.

Sürdürülebilirlik denildiğinde her ne kadar sadece çevresel konular anlaşılsa da sürdürülebilirliğin sosyal boyutu da unutulmamalıdır.

Bu bağlamda, yapı tasarımında aydınlatma uygulamaları için sorumlu satın alma ilkeleri bulunan, iş güvenliği standartlarına uyan, sorumlu üretim anlayışını benimseyen, çalışanlarının hakkını gözeten, iş etiği ilkelerinden taviz vermeyen, çevresel uyumluluğu ve sosyal sorumluluk farkındalığı yüksek kuruluşlarla çalışılmalıdır.

Görüşmek dileğiyle…

 

Dilek Aşan
DİLEK AŞAN 1972 yılında Mersin’de dünyaya geldi. 1991 yılında İnönü Üniversitesi Tekstil Teknikerliği Bölümü ön lisans programından, 1994 yılında Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümü lisans programından, 1999 yılında Mersin Üniversitesi Yönetim Bilimleri Bölümü yüksek lisans programından mezun oldu. İş hayatına Mersin’de bulunan APİTAŞ HOLDİNG’de “Kalite Yöneticisi” olarak başladı. Bu sürede aldığı eğitimleri ivedilikle çalışmalarına uygulaması “Kalite” kariyerinde iyi bir başlangıç oldu. 8 yıllık profesyonel çalışma yaşantısı içerisinde Fransa menşeili bir danışmanlık firmasından teklif aldı ve burada çalıştığı süre boyunca önemli deneyimler elde etti. Yöneticilik yaptığı Tekstil işletmesinde üretim takip yazılımına yönetim sistemi süreçlerinin entegre edilmesini sağladı ve yöneticilik yaptığı bu firmanın “EFQM Mükemmellik Belgesi ve Ödülü” alması için gerekli olan çalışmaları bizzat yönetti. Girişimci ruhu, aldığı eğitimler ve edindiği deneyimler ile 2007 yılında kurmuş olduğu Taksim Danışmanlık Hizmetleri markasıyla, iş birliği kurduğu yüzlerce firma ile sayısız başarılara imza attı. Bu firmaların gelişim süreçlerine ve on binlerce insanın hayatlarına dokundu. Taksim Danışmanlık ile çalışmalarına CNR Holding gibi köklü bir markayla başladı. Burada 7 yıl boyunca Kalite, Çevre ve İş Güvenliği Yönetim Sistemleri, TSE Belgelendirme ve marka denetimlerinin hazırlık çalışmalarını başarıyla yürütmesi, şu anda da Türkiye’nin en önemli markaları ile iş birliği sağlamasında gerekli temelleri atmasına sebep oldu. Hayat boyu öğrenme ve sürekli gelişim prensipleriyle halen iş birliği içerisinde olduğu firmalarına Kalite’nin yanı sıra Sosyal Uygunluk, Tedarik Zinciri Yönetimi ve Denetimi, Kurumsal Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilirlik Raporlamaları ve Sürdürülebilirlik Ödül Programları ile ilgili danışmanlık ve eğitim hizmetleri sağlıyor. 2021 yılında yayınlanan “50 Soruda Kurumsal Sürdürülebilirlik” adlı kitabı yayınlandı ve basım aşamasındaki "Kurumsal Sürdürülebilirlik ile Kurumsallaş" kitabını da iş dünyasına kazandırma çalışmalarına devam ediyor.