1969 yılında Erzurum-Oltu’ da doğan Haluk KARABULUT, elektrik alanındaki teknik eğitiminin yanısıra lisans eğitimini işletme alanında tamamlamış bir isim..
Evli ve bir kız çocuk babası olan KARABULUT; uzun yıllar Schneider Elektrik bünyesinde “Üretim ve Metot” bölümlerinde üstlendiği yöneticilik görevini başarıyla sürdürmüş teknik bir isim.
2010 yılında Schneider ile yolunu ayırma kararı aldığında, aynı dönem Fabrika Müdürü olan Rıza Bayer’den kendisine “Schneider için yan sanayi üretimi yapmayı düşür müsün?” teklifi geliyor.
Bu teklife olumlu bakan KARABULUT, İzmir piyasasının tanınan isimlerinden Elektrik Mühendisi Okan ÖZBENEŞ ile ortak bir girişimde bulunarak 2011 Şubat’ına SMART ELEKTROMEKANİK’i kuruyor.
Gelin, devamını Haluk beyden dinleyelim…
Nurşah SUNAY: Haluk bey, firmanın hayata geçtiği 2011 senesinde, Smart hangi ürünler ile sektör sahnesine çıktı? İlk yıllarda neler yaşandı, biraz bahseder misiniz?
Haluk KARABULUT: İlk olarak, üretim tesisimizde bulunan Alman menşeili otomasyon makinelerinde Schneider Elektrik firmasına priz alt yapı üretimi yapmaya başladık.
Schneider Elektrik, bu makinelerde yapılması gereken revizyon talebini üretici Alman firmasından istediğinde, bu talebe gelen teklif, karşımıza düşünülenin çok üzerinde bir maliyetle geldi.
Smart Elektromekanik olarak biz; istenilen revizyonu çok daha düşük bir maliyetle yapabileceğimizi söyleyerek Schneider Elektrik’e, daha uygun bir fiyatla kendi teklifimizi sunduk. Teklifimizin kabul edilmesinin ardından revizyonu başarıyla gerçekleştirdik.
2013 yılına geldiğimizde, bir duy üreticisi için “Duy Otomasyon Makinesi” imalatını yaptık ve sonra sırasıyla; Schneider Elektrik, ABB Elektrik, MONO Elektrik, Araymond, Kardeş Elektrik, Acel Elektrik, Pro Aqua gibi alanında çok güçlü global markaların otomasyon montaj hatlarını üretmeye başladık.
Üretim bantları için, istedikleri norm ve kalitede, sorun çıkarmayan otomasyon montaj makineleri üretme tecrübesi, SMART için hızlı ama kontrollü bir büyüme sürecini de sağlamış oldu.
Elektrik ve otomasyon sektöründe ciddi başarılarınız, inovasyon özellikli ürünleriniz var. İnce prizleri buna örnek gösterebiliriz. Estetik bakımdan tartışılmaz bir fark yaratan prizler ve diğer ürünleriniz hakkında ayrıntılı bilgi alabilir miyiz?
İnovasyon özellikli ürünlerimizin başında gelen İnce Topraklı Fişimiz; 5 mm inceliğinde ve mekanlarda yer kazanımı amaçlı düşünülerek üretilmiş kupon ürünümüzdür.
Bir diğer ürünümüz de, grup prizlerde sürekli takılı olan fişleri söküp takmak yerine, grup prize montajlanan mini anahtardan açma kapama yapma imkanı sağlayan Rocker Switch
Rocker Switchlerde önceliğimiz; insan sağlığına verdiğimiz önemden dolayı, TSE standartlarında onay alan belgeli ve 16A elektriksel olarak tam güvenlik sağlayan karakterde olmasıdır. Yanısıra LED ışığı sayesinde enerji tasarrufuna da katkı sağlar.
Özelliklerinden en önemlileri olarak; kullanım sırasında LED olan ışıksal bölümün sökülememesi ve fazla ısınma yapmaması gibi farkları sıralayabiliriz.
Yine İnce Topraklı Fişimizi elektrikli aletler ile elektronik eşyalarda kullanımına ve bu tarz eşyalarda yine yer kazanımını sağlayacak olan inceliği sayesinde sektörümüzde tercih edilecek Kablolu Baskılı İnce Fişimizin de çalışmaları tamamlanmış olup mart ayında piyasaya sunduk.
Projelendirip üzerinde çalışmakta olduğumuz, zamanı geldiğinde piyasaya sunacağımız ürünlerimizin projelendirilmesi sırasında Tasarım Tescil belgesini alarak yine kaliteyi ön planda tutmak ve kullanıcı memnuniyete önem vererek, çalışmalarımızı yapmaya devam edeceğiz.
Projelendirdiğimiz birkaç ürünümüzü daha, 2020 yılı 2. çeyrek ve 4. çeyrekte yeni ve yerli üretim olarak piyasamıza sunacağız.
2020’nin ilk çeyreğinin sonlandıracağımız bu günlerde sektörel ve ekonomik bir değerlendirme istesek neler söylersiniz?
Geçtiğimiz yılı ülkemiz için ekonomik anlamda oldukça sıkıntılı kapattık. Olağan ekonomik daralma karşısında, firmalar yatırım planlarını ertelemek zorunda kaldılar ve bunun neticesinde, makine sektörü de olumsuz etkilendi.
Smart Elektromekanik olarak biz de bu daralma ve belirsizlik içinde, bir önceki büyüme endeksini, en azından sabit tutmak gayesiyle koruma politikası uygulama yolunu seçtik.
Bu yıl için de henüz, sürecin tam anlamıyla sağlıklı seviyelere geldiğini söylemek mümkün değil. Otomasyon montaj makinelerine yatırım yapmayı planlayan firmalarla yaptığımız görüşmelerde dile getirilen; işçilik maliyetlerinin artması, iç pazardaki daralmanın iş gücüne maksimum negatif etkisine, dünya pazarlarındaki bir dizi siyasal ve ekonomik olayların yansıması da eklenmiş vaziyette.
Tüm bunlara rağmen, biz Smart Elektromekanik olarak, aldığımız yatırım kararlarından ve dış pazarlara açılma hedeflerimizden vazgeçmiş değiliz. 2020 yılının ilk çeyreğinde siparişini aldığımız Cezayir BMS Elektrik firmasının montaj otomasyon hatlarının üretimi çalışmaları hızla devam ediyor.
Biz ve bizim gibi üretici firmaların, ülkemizdeki ekonomik gelişmelerin getirdiği sıkıntılı süreci atlatmak için, yeni hamlelerle dış pazarlara açılmak zorunda oluşu kaçınılmaz gerçeğimizdir.
Endüstri 4.0 ile birlikte müşterilerimize, otomasyonla yapılan veya yapılacak iş ya da işlerin, insan ile makine arasında uygun şekilde paylaştırılması, yapılan üretimin hızlı ve esnek olması, kalite kontrol süreçlerinin iyileştirilmesi, maliyetlerin düşürülmesi, iş güvenliği konularında hizmet ve çözüm ortaklığı sunmanın yanında, çözüm ortağı olan müşterilerimize para kazandıran yaratıcılık ve yenilik ilkesi ile hareket ettiğimizi sürekli anlatıyoruz.
Elektrik ve Otomasyon sektör gelişiminin Dünya pazarlarındaki konumu hakkındaki yorumlarınız nelerdir?
Otomasyon sektörü her zaman rekabet ortamına hazır; dinamik, esnek, yaratıcı, uyumlu ve son teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor olmak zorundadır.
Çünkü teknolojiyi takip etmeyen firmaların sektörde var olma şansı yoktur. Başarının rolü stratejik davranmaktan geçiyor. Türkiye’de sektöre baktığımız zaman, maalesef Dünya teknolojilerinin gerisinde kalmakta olduğunu gözlemliyorum.
En büyük problemimizin nitelikli eleman bulma noktasında yaşandığını söyleyebilirim. Otomasyon montaj makinesi üretim talebi fazla ancak kalifiye eleman bulmakta zorlandığımız için kapasite artırmakta sıkıntı yaşıyoruz.
Bence ülkemiz sanayicilerini rahatlatacak tek seçenek; üretim ve istihdam konularındaki istikrarsızlığın çözülmesidir.
Özellikle Endüstri Meslek Liseleri teknolojiyi yakından takip etmeli ve takip etmeye yönlendirilmelidir.
Geçmişte olduğu gibi öğrenciler sınavla alınmalı ve sanayicilerle meslek lisesi yöneticileri ortak çalışmalar yürütmelidir. Nitelikli teknik eleman yetiştirilmesinde öncü rol oynaması gereken ilk adresler daima teknik liselerdir.
Haluk bey, söyleşimizi kapatırken sektör paydaşlarına bir mesajınız çağrınız olacak mı?
Piyasadaki sektör paydaşlarımıza; üretici firmaların, ülkemizdeki ekonomik gelişmelerin getirdiği sıkıntılı süreci atlatmak için, yeni hamlelerle dış pazarlara açılmak zorunda olduğumuz kaçınılmaz gerçeğimizdir.