Bu keyifli röportaj öncesi, 40.yılını kutlayan Seval Kablo ile ilgili birkaç bilgiyi de paylaşmak isterim..
Üretim tesisi Denizli’deki 5 fabrika binasından oluşan ve İzmir, Ankara, İstanbul ofisleriyle ülke genelinde önemli projelerde bulunmasının yanında, yaklaşık 90 ülkeye ihracat yapan Seval Kablo; 1980 yılında şu anda halen Yönetim Kurulu Başkanı olan Hasan Ali Turgut tarafından kurulmuş.
Ticarete çocuk yaşlarda başlayan Hasan Beyin hikayesi ayrı bir başlık olacak kadar değerli ve markanın bugüne gelmesinde en büyük emeğe sahip isim olarak, kendisinden bahsetmemek olmaz..
Hasan Ali Turgut, elektrik sektöründe ardında bıraktığı 50 yıl boyunca ciddi başarılar yakalamış, kadim dostluklar kurmuş bir isim..
Seval Kablo’ nun Türkiye’de en başarılı sanayi kuruluşları arasında yer alması, dünya çapında bir marka haline gelmesi ve markanın büyüme ivmesini yeni kuşağa bayrak teslimi ile sürdürmesi, Hasan Beyin başarılarının en güzel örnekleri diye düşünüyorum..
Zira Hasan Bey, kurumsal yönetim ilkelerini benimseyerek, halen şirketin yatırım kararlarını uygulayan Yönetim Kurulu Başkanı ünvanını sürdürürken; iki oğlundan büyüğü olan Ahmet Turgut; iç satış ile finansın, Ersin Turgut ise ihracat departmanıyla fabrikanın başında ve gerçekten takdir edilmesi gereken ölçüde başarılı işler çıkarıyorlar..
Ailenin en genç üyesi olan Ersin Turgut; eğitimini, dört yıl kaldığı İngiltere’de, Elektrik Elektronik Mühendisi olarak tamamlıyor.
2008’deki yurda dönüşün ardından Seval Kablo’da; üretim, kalite kontrol ve ihracat departmanında iyi işler yapmak için kolları sıvıyor ve 4 yıl sonra ihracat departmanı ile fabrikanın başına geçiyor.
Anadil seviyesinde İngilizce konuşan Ersin Turgut ve ekibinin, Seval Kablo’nun son 6 yıldır (2014-2019) Türkiye İhracat Şampiyonu olmasındaki başarısını da ayrıca kutlamak gerek..
Ersin TURGUT bey, bu röportaja izninizle en çok dikkatimi çeken başlığı sorarak başlamak istiyorum.
Bildiğiniz gibi 2020, tüm dünyada siyasi ve ekonomik anlamda yaşanan olumsuz gelişmelerin yoğunluğuyla başladı.
Tüm bunlara eklenen salgın hastalık..Üstelik bu hastalığın, dünya ekonomisine tek başına %18 katkı sağlayan ve tabiri caizse küresel sanayinin mutfağı diyebileceğimiz Çin’de yaşanması, doğal olarak üreticilerimizin, tüm yatırım planlarını ya iptal etmesi ya da askıya alması durumunu yarattı.
Oysa Seval Kablo’da bambaşka bir hava var. Bugün bizi ağırladığınız İzmir Megapol Tower ‘da, Merkez Ofisinizin açılışı, Aydın’da başlayan dev üretim tesisi yatırımınız.. Böyle bir süreçte Seval Kablo apayrı bir rota izliyor.
Bu dönem için cesaret gerektiren bu adımlardan hiç endişe etmiyor musunuz?
Seval Kablo iç pazarda, ihracat oranlarındaki başarısı sebebiyle, geçmişte ülkemizde yaşanan düşüşlerden hiç etkilenmedi. Bugün itibariyle üretimimizin % 10-15’lik kısmı iç piyasa satışı iken, ihracatımız % 80-85 bandında seyrediyor.
Bu oranlar bize kablo sektöründe İhracat 1.’liğini ilk kez 2014’te getirdi. Takip eden yıllar boyunca, 2019 da dahil olmak üzere 6 yıl boyunca üst üste, Seval Kablo Türkiye İhracat Şampiyonu oldu.
Dolayısıyla dünya pazarlarındaki başarımız içerdeki dalgalanmalardan bizi koruyan en önemli etkendi.
Çin’den yayılan virüsün yansımalarına gelince, zaten bu bölgelere satışımız olmadığı için direkt bir etki yaşamadık. Ama sektörün üreticileri için hammadde konusu ciddi bir risktir, haklısınız..
Elektrik sektörünün buradaki en büyük şansı da krizin Çin bayramı sebebiyle 3 haftalık tatil dönemine denk gelmesi oldu. Bu, zaten bilindiği için sanayicilerin bir sürelik hammadde stoğu hazırdı. Ama bu süreç devam ederse, tüm stoklar eridiğinde ciddi bir sorun yaşanır mı, evet yaşanır..
Bizim açımızdan durum birkaç bakımdan farklı. Bazı malzemelerimiz Çin’den geliyor ancak en önemli hammaddemiz olan bakır değil..
Bununla beraber Seval Kablo özelinde birtakım avantajlara sahibiz. Biz geriye entegre olmuş bir tesisiz. PVC, Halogen Free, bakır eritmeden plastik üretimine kadar birçok üretimi kendi bünyemizde yapıyoruz. Dolayısıyla bugün Seval Kablo için endişe edilecek bir durum yok.
Yaklaşık 60 ülkede aktif olmak üzere, toplam 90 ülkeyle çalışıyoruz. Seval Kablo ürünleri, ağırlıklı olarak Ortadoğu ve Avrupa olmak üzere Afrika’da dahil çok geniş bir coğrafyaya ulaşıyor.
Ve ihracattaki bu başarı, zorunlu olarak size yeni fabrika yatırımı kararını getirdi.. Bize biraz bu tesisten bahseder misiniz?
Tamamlandığında Türkiye’nin, hatta Avrupa’nın en büyük kapalı tesisi konumunda bulunacak olan fabrikamız, Aydın Buharkent’te kapalı alanı 150 dönüm olmak üzere, toplam 300 dönüm arazi üzerine kurulacak.
Mevcut fabrikalarımız, Denizli’de toplamda 100 dönüm alan içerisinde ancak farklı fabrika olarak konumlanmış durumda. Etrafımız fabrikalarda dolu olduğundan istesek de yatırıma uygun değil.
Aydın’da kurulacak fabrikamız ise, gerek kontrolün daha kolay sağlanacak olması gerekse lüzum gördüğümüzde arazi sorunu yaşanmadan ek bina yapabilme gibi avantajlar yaratacak olması dolayısıyla, yarının yatırımı olacak. Bu kararı geleceği planlayarak aldığımızı söyleyebilirim.
Seval Kablo iç piyasada kendini ispatlamış bir marka ama ya dış pazarda? Bunu marka algınıza yönelik soruyorum. Ürüne ve firmaya bakış, tepkiler, güven nasıl?
Türkiye’den daha iyi… Nurşah hanım Türkiye’de çok fazla kablo fabrikası var. Bu güzel ama sorun şu ki; Türkiye’de kabloda belli bir standart yok. Ya da çok fazla standart var ki; aslında ikisi de aynı şey..
Demek istediğim, dış pazarda ürün satarken herkes eşit şartlarda yarışıyor. Çünkü; herkes, aynı standart şartlarında en uygun fiyatı vermek zorunda. Ancak Türkiye’de durum böyle değil. İç pazarda en ucuz fiyatı ver de, nasıl verirsen ver..
Bu durum, maalesef bilindik markalar da dahil olmak üzere, kablonun olması gereken özelliklerden çok çok eksik biçimde üretmeleriyle sonlanıyor.
Peki Türkiye bazında bu durumu düzeltmek adına temaslarınız, girişimleriniz olacak mı?
Sektör olarak bunun için çok çaba sarf ettik ve ediyoruz. Bakanlıkla iletişime geçtik, standart dışı ürünlere savaş açtık. Maalesef çok fazla yol kat edemedik çünkü; bunu müşteri talep ediyor.
Esasında ürünü eksik yapan üretici de durumu gizlemiyor ki.. Mesele fiyatı düşük olsun diye uygun olmayan kabloyu talep etmemizde diye düşünüyorum. Burada göze çarpan, son kullanıcının bilinçli olmayışı.
Herkes kablo üretiyor ama herkes standart kablo üretmiyor. Mesele doğru kabloyu üretmektir.
Kablo üretimi basit gibi gözükse de; içinde hayati tehlike barından, yüksek know-how gerektiren, standardı çok olan bir süreçtir. Hatırı sayılır sayıda markamız, bunları maalesef göz ardı ediyor.
Enerji kablosu yaklaşık olarak %70-80’i bakırdan oluşan bir ürün. Hammaddesi bu kadar önemli ve sabitken, aynı standartta üretim yapan iki markanın fiyat farkı %10 olamaz. Eğer bu oluyorsa başka birşey var demektir, eşit şartlarda bunu yapamazsınız.
Biz, bu şekilde yapılan üretimi reddediyoruz. Türkiye’de en çok bilinen markalardan biri olduğumuz halde, iç pazar payımızın %10-15 seviyesinde olmasının sebebi de bu.
Bir gökdelen inşa edilecekse, orada Seval’in kablosu var. Özel bir hastane, havalimanları gibi dünya çapında bir iş ya da global bir projeyse Seval Kablo var.. Ama her yerde yok. Böyle bir derdi de yok.
Eğer Türkiye’de her yerde olmanın şartı, “ucuzu yap” ise bu iş yapma biçimini tümüyle reddediyoruz.
Seval Kablo; 10 uluslararası belgeye sahip Türkiye’de üretim yapan tek kablo fabrikasıdır.
Ersin bey bunlar hangi belgeler?
BASEC, TSE, TÜV, VDE, NF, KEMA ,HAR ,SII ,GOST, SASO kalite belgelerine aynı anda sahip olan tek Türk kablo üreticisiyiz.
Seval Kablo test çözümleri için 2018 yılında TÜRKAK tarafından TS EN ISO/IEC 17025:2017 kapsamında akreditasyon belgesini de almıştır. Yapı Malzemeleri Yönetmeliği (CPR) deneylerinin tümü akredite kapsamındadır.
Her kablo üreticisinin mutlaka, uzmanlaştığı ve çok iddialı olduğu bir ürünü vardır. Peki Seval Kablo için sorsak, ilk vereceğiniz cevapta hangi ürünü söylersiniz?
Biz Seval Kablo olarak, oldukça geniş bir ürün gamına sahibiz. İddialıyız diyebileceğimiz ve yıldız olarak addedildiğimiz pek çok ürünümüz bulunmaktadır.
Gururla eklemek isterim ki; Seval Kablo birkaç kablo fabrikasının ayrı ayrı sunabileceği çeşitte ürünü, tek başına üretebilmektedir. Yine de, bazı ürünlerimiz diğerlerine oranla daha güçlüdür. Bunların başını yer altı enerji kabloları çekmektedir.
Havaalanı pist kabloları, esnek kablolar, panel kabloları, yer altı kabloları, kontrol ve kumanda kabloları, enerji kabloları, zırhlı kablolardan orta ve yüksek gerilim kablolarına kadar pek çok çeşidi üretebilmekteyiz. Seval Kablo olarak 300’den fazla çeşitte kabloyu müşterilerimize sunabiliyoruz.
İhracattaki başarımızın en önemli dinamiklerinden birisi de budur. Müşterilerimize ihtiyacı olan tüm kabloları tek bir fabrikadan alabilme konforunu sağlayabilmenin haklı gururunu yaşamaktayız.
Seval Kablo ekiplerini nasıl kuruyor, sizinle şu anda kaç kişi çalışıyor?
Seval Kablo olarak personel eğitimine önem veriyoruz ve çalışanlarımızı kendi bünyemizde yetiştiriyoruz. Hatta bu açıdan donanımlı çalışanların istihdamı ile sektöre katkı sağlıyoruz.
Kablo sektörünü ve üretimi bünyemizde öğrenip yetişen kişiler, Seval Kablo’da öğrendikleri bilgileri farklı yerlerde değerlendirmeye çalışırlar. Başka firmalarda ya satışın başına ya da firmanın önemli mevkilerine geçerler.. Bundan rahatsızlık duymuyor aksine övünüyoruz.
Tabi bazen bu durumun, rahatsız edici biçimde taklide vardığı haller oluyor ama işin aslı bu durumu da çok fazla önemsemiyoruz. Taklitler aslını yaşatır düşüncesindeyiz.
Sadece fabrikalarımızda 450 kişi var ve idari kadro ile İstanbul, İzmir, Ankara ofislerdeki ekibi de dahil edersek, Seval Kablo toplam 600 kişiye istihdam sağlıyor.
Seval Kablo başarılı ve güçlü markalarımızdan biri.. Üstelik 2023 hedeflerini belirlemiş, uzun vadeli düşünebilen bir yapısı var.. İlerleyen yıllarda sermaye yapısında bir değişiklik olabilir mi? Örneğin; halka arz ile borsa..
Seval Kablo’da büyük değişim ve yatırım içeren kararları Yönetim Kurulu Başkanımız Hasan Ali Turgut ve Genel Müdürümüz Ahmet Turgut’la birlikte alıyoruz ancak bu sorunuzun cevabını en doğru şekilde yanıtlayabilecek isim, finansın başında olması sebebiyle Ahmet Bey olurdu. Şu an için gündemde böyle bir konu olmasa da halka arz konusu gelecek planlarımız arasında…
Orta vadeli planlarımız arasında olan ve start alan fabrika yatırımının da bu anlamda yarına bakan bir yüzü var. Muhtemelen daha önce tamamlanacak ama 2023’te tam anlamıyla faaliyete geçecek olan fabrikamızın kararını alırken de ileriye dönük olarak düşündük.
Üst yönetimde Ahmet Bey ile ben 2. kuşakta yer almaktayız. İstedik ki; 3.kuşak işin başına geldiğinde, artık sistem ve yatırıma ilişkin bir endişeleri olmasın. Kaliteden ödün vermeden uluslararası alanda söz sahibi, sistematik, kontrollü bir yönetim bırakalım.
Ersin Bey, tüm samimi cevaplarınız için teşekkür ediyoruz.
Bizim için önemli ve değerli bir günde yanımızda olduğunuz için biz teşekkür ederiz. Beğendiğimiz bir medya kuruluşu olarak başarılarınızın devamını diliyor, tüm okurlarınızı selamlıyorum.