İnsanların kişisel ihtiyaçlarını hedefleyen reklamların hazırlanmasında, sözsüz iletişim araçlarından biri olan renklerin doğru kullanımı oldukça önemlidir. Zira renkler; insan psikolojisi üzerinde etkili ve güdümleyici bir etkiye sahip olduğu bugün artık bilinen bir gerçektir.
Renklerin bilinçaltı etkilerini bilir ve doğru kullanmayı başarabilirsek, hazırlanan reklamları daha başarılı kılmak da mümkün olacaktır. Renkler aynı zamanda algılarımızı örgütleyici bir etkiye de sahiptir. Örneğin; okyanus ferahlığı sloganıyla ambalajlanan bir kozmetik üründe kullanılan rengin MAVİ/YEŞİL tonlarında olması bir tesadüf değildir.
Özet Bölümü
FARKLI KÜLTÜRLERDE RENKLER
Renklerin bilinçaltında yarattığı etki, kültürel kodlar ve arketiplerle sıkı sıkıya ilişkilidir. Bu, her zaman hedef kitlenizin kültürel yapısına da hakim olmanız gerektiğini ifade eder. Örneğin; Enerji’nin, kadim Mısır kültüründen bu yana binlerce yıldır YEŞİL ile simgelenmesi, yaygın bir toplumsal arketipe dönüşmüştür. Dolayısıyla “enerji verimliliği” mottosuyla hazırlanan bir reklamda yeşil kullanılması gayet doğru bir seçim olacaktır. Ancak global etkilerin yanı sıra renklerin her ülkede, dolayısıyla her kültürde farklı bir algıya sahip olduğu durumlar vardır;
Örneğin; saflık ve temizlik simgelediği için Batı’da gelinlerin giydiği beyaz, Orta Asya’daki bazı toplumlarda yas ve matemin rengidir. Doğu kültüründe ise ölümün, ilahi yolculuğun sembolüdür. Japonların beyaz karanfili gibi..
Renklerin Kokusu, Renklerin Sesi..
Renkler sembolik etkilerinin yanı sıra, fizyolojik etkiye de sahiptir. Bunun kulağa ilginç geldiğini biliyorum. Ama her rengin aynı zamanda bir tadı, bir kokusu da vardır. Çağın estetik algısına hapsolmadan bundan böyle burnunuzu daha çok sevin. Çünkü o; 1 trilyon koku algılayabilir ve duyularınız üzerinde %75 etkiye sahiptir. Yaptığı işe bakacak olursak bunu hak ediyor, öyle değil mi?..
Peki konumuz olan renklerle kokunun ilişkisi nedir? Hiçbirimizin duyuları sabit ve birbirinin aynı değildir. Bu durum konuyla ilgili deney yapmayı oldukça zorlaştırıyor olsa da, birçok araştırma göstermiştir ki; renkler psikolojik olarak bizi etkilemekten daha ileri giderek, koku ve tat alma duyularımız üzerinde fizyolojik bir etki de yaratıyor. Örneğin turuncu; baharat tadındadır, Mavi fresh kokar. Açık mavi tuzludur, eflatun parfüm gibi kokar..
Marka tutumu ve tüketicinin satın alma kararları ve eğilimlerini yönlendiren gücü bakımından, reklamlardaki en önemli görsel unsurlardan olan renklerin, etkileri bakımından kabaca bir tasnifini yapalım:
Kampanyalarınız İçin KIRMIZI
Ateş sembolizmasıyla sıcak, harekete geçiren, aynı zamanda savaş, kan, tutku, meydan okuma, Genellikle sıcak satışı sağlayan kırmızıyı tüketiciye en hızlı ulaşan, vitrin ürünlerinizde ve kampanyalarınızda tercih edin.. Bu arada iştah da açtığı için MC Donald’s ve Coca Cola gibi neredeyse tüm gıda markalarının tercihidir.
Reklamınız Teknik Bilgi de İçeriyorsa MAVİ
Su (deniz) sembolizmasıyla; sessizlik, sakinlik algısı ile rahatlatıcı etkiye sahiptir. Bireyi rahatlama hissiyle pasifize ederek daha az hareket etmeye ama daha çok düşünmeye sevk ederek alıcı konuma geçirir. Serinletici etkisiyle de su ticareti yapanların göz bebeğidir.
Ekonomik ya da Çevreci Ürün Reklamlarında YEŞİL
Çünkü yeşil tabiat sembolizmasıyla; bereket, bolluk ve güvendir. İslam aleminde, dinsel, pozitif bir anlama da sahiptir. Tabiat ananın koynundaki insanoğluna yeşil daima güven ve bolluk verir. Bolluk; bir bakıma uygun fiyat demektir. Bu nüans sebebiyle en çok bankalar ve finans kuruluşları tercih etmiştir.
Etkinlik, Açılış ve Davetleriniz İçin SARI
Güneş sembolizmasıyla sarı; uyarıcı, harekete geçiren, neşelidir. Aynı zamanda dikkat çekici ve geçicidir. Bu yüzden uyarı ışıkları ve taksiler genellikle sarıdır. Bayi toplantıları, açılış ya da bir davet gibi süreli ve heyecan uyandıracak etkinliklerinizde kırmızı tonları ile beraber kullanmak akıllıca olacaktır.
BEYAZ: Tarafsızlık, saflık, istikrar, hijyen, güven.. Ruhsal bir temizliği de simgeler.
SİYAH: Türkiye ve Batı’da yas, Japonya’da ise mutluluk rengidir. Arka planda kontrast sağlarken, tüm ışığı yok eder. Konsantrasyonu sağlar ancak karamsar etki yaratır. Dışa kapalılığı imgeler.
GRİ; Ağır, hareketsiz, nötr etkilidir. Ciddi ve risk almayı sevmeyen hedef kitleye uygundur. Satış yapacağınız kurumlar kamu kuruluşları ise kullanabilirsiniz.
PEMBE; Şirinlik, sevgi temsilcisidir, canlılık etkisi yaratır. Rahatlatıcı ve lezzetlidir. Çikolata üretiyor olsanız morla birlikte önerirdim..
LACİVERT; Büyük işletmelerin göz bebeği lacivert kalite ve resmiyettir. Kurumsal izlenim için iyi bir tercihtir.
Elbette burada verdiğim bilgiler, tek başına size sihirli bir dünyanın kapılarını falan açacak değildir. Üstelik oldukça kaba bir betimlemedir ve markalar için doğru algı yönetiminin sağlanması adına gerekli olan dinamiklerden bir unsuru tanıtarak bütünlüğü sağlamayı kolaylaştırması gayesinden başka bir amaç da taşımaz. Hatta doğru bir reklam politikası için daha bir dizi unsur vardır.
Fakat tüm bu unsurları hınzır bir kolaycılıkla “algı oluşturma” başlığı altında toplayabiliriz. Unutmayalım ki; insanlar hayatı gerçeğe göre değil, onun formlarından biri olan algılarına göre yaşarlar. Peki algı dediğimiz nedir?
Algı; dış dünyadan aldığımız duyusal veriler vasıtasıyla soyut kavramlar ve fikirlere dönüşen gerçeğin bize özgün bir kopyasıdır.
Bu şu anlama gelir; ürününüz tüm Dünya’da benzersiz ve tek, faydası bakımından vazgeçilmez de olsa, müşterinizin algısına hitap edemediğiniz sürece satamayacaksınız!
Varlığın özü kadar önemli bir şey daha varsa, o da tanımı; eşyanın ismidir. Öyleyse tüm üretim ve değerlerinize en az ilk süreç kadar önem vermeniz gereken sonraki süreci; “algı oluşturma” evresini hafife almayın, görmezden gelmeyin.
Sevgiyle..