Bu yazımıza yine bir pazarlama fıkrasıyla başlamaya ne dersiniz? Adam iş hanındaki çaycıya sorar:

  • Bir günde kaç demlik satıyorsun?
  • Aşağı yukarı on demlik satarım.
  • Onbeş demlik satmak istermisin?

– Tabi!

  • Öyleyse bardakları tam doldur!

Birazda kıssadan hisse olsun istedim. Geçen sayıdaki yazımda hatırlarsanız pazarlama tanımlarını biraz genişletelim demiştim.

Pazarlama kavramına göre giderek daha fazla rekabetçi ve dinamik olan piyasalarda müşterilerin isteklerini arzularını ve beklentilerini dikkate alan ve onları rakiplerine oranla daha iyi ödeyen kurumlar daha iyi, elverişli pozisyonlar kazanacak.

Pazarlama kavramına göre müşterinin herhangi bir kurumun ürününü almasının tek nedeni önerilen ürünün rakip işletmelerin teklifine göre onun arzusuna, isteklerine ve ihtiyaçları için daha yararlı olmasıdır.

Geleneksel pazarlamada yaklaşımlar daha çok ürün odaklı bir yaklaşımdı. Bu yüzden pazarlamacılar klasik yöntem olan 4 P yöntemini uyguluyorlardı.

4P Nedir

  1. Product (Ürün)
  2. Placement (Dağıtım)
  3. Price (Fiyat)
  4. Promotion (Tutundurma).

Daha sonraları ise Fiziksel Ortam (Phisical Space), Süreç Yönetimi (Process Management) ve katılımcılar (People) ekleyerek 7P modelini kullanmaya başladılar.

Bu sayede ürünlerin konumlandırılması ve ilişkilendirilmesi ve kurulacak iletişim planları belirleniyordu.

4C Nedir ?

90’lı yıllara gelindiğinde ise Kotler ve bazı pazarlama guruları bu kez 4C kavramını ortaya çıkardılar.

  1. Customer (Müşteri)
  2. Cost (Maliyet)
  3. Communication (İletişim)
  4. Convenience (Kolaylık).

4C modeli, marka ile müşteri arasındaki iletişimin kurulmasına dayalıdır. Ana görevi daha düşük maliyetlerle ve daha rahat şekilde doğru ürünü müşteriye satmaktan ibarettir.

Günümüz pazarlama yöntemlerine gelene kadar bir çok evreler ve değişimler geçiren pazarlama kavramı, küreselleşen dünyamızda insanlar artık istedikleri ürünü ve hizmetleri istedikleri yerden ve fiyattan alabilmeleri mümkün hale gelmiştir.

Burada en büyük etken çağımızın teknolojiye hızla geçmesi ve iletişimin artmasıyla bu gelişimde hız kazanmıştır.

Dolayısıyla teknolojinin artması dünyanın küreselleşmesi pazarında buna uyum göstermesi ile farklı bir boyuta gelmiş; müşterilerin talep ve istekleri değişmiş üreticilere yön verir hale gelmesi ile ve ürün odaklı yerine müşteri odaklı pazarlama kavramları ortaya çıkmıştır.

Müşteri odaklı pazarlama kavramları geliştikçe ve benimsendikçe küresel ve teknolojik gelişmelerle birlikte işletmeler organizasyon yapılarını değiştirmek zorunda kalmışlar ve pazarlama departmanları tüm diğer birimleri geride bırakarak işletmelerde en önemli ana fonksiyon haline gelmiştir. Böylece özellikle üretim yapan firmalar işlerini pazarlamayla hareket ettirmeye başlamışlardır.

Geleneksel pazarlama yöntemleri ve işletmeler ürünlerini istedikleri şekilde satarlarken daha çok işletme avantajlarını ve karlarını maksimize etmek düşüncelerinde olduklarından, müşteri davranışları önemsenmemiş, müşteri istekleri değil kendi istedikleri biçimde satış uygulamalarını sağlamışlardır.

Teknolojinin gelişimi ve pazarın küreselleşmesi ile de yeni pazarlama anlayışı devreye girmiş, artık benim ürettiğim satılır ya da alınır mantığı ortadan kalkarak (müşteri talepleri göz ardı edilen) müşterilerin istek ve talepleri doğrultusunda hem üretip hemde satan müşteri odaklı satış yöntemine geçilmiş oldu.

Esen kalın, mutlu kalın..

Yılmaz CAYMAZ

Yılmaz CAYMAZ
Yılmaz Caymaz’ın Sektörüm Elektrik Aydınlatma dergisinde kaleme aldığı pazarlama, satış ve özgün içerikli makalelerimize bu sayfamızdan ulaşabilirsiniz. İSTANBUL ELEKTROMARKET GENEL MÜDÜRÜ Yılmaz CAYMAZ Genel Müdür/General Manager