Çoğu insan reklamcılık ve pazarlamayı karıştırır. İkisi de aslında birbirinden farklı alanlardır. İkisi arasındaki farkları açıklamadan önce ikisinin de sözlük anlamını kısaca açıklamak istiyorum.
Reklamcılık: Bir sponsor tarafından ikna etmeye yönelik, ücretli, kişisel olmayan ve halka açık duyurulardır. Bir firma tarafından kişisel olmayan şekilde ürünlerinin var olan veya muhtemel müşterilerine sunulmasıdır.
Pazarlama: Karşılıklı olarak ürün değişimleriyle her iki tarafı da avantaj sağlamak için müşteriyle satıcıyı bir arada götüren sistematik planlama, uygulama veya kontrol metotlarının karışımıdır.
Reklamlar pazarlama sürecinin sadece bir bileşenidir. Teklif ettiğiniz hizmet, işiniz veya ürününüzle ilgili size söz söyleme olanağı sağlayan bir süreçtir.
Gazete, doğrudan e-posta, televizyon, panolar, radyo ve internette reklamın yerleşimi ile ilişkilidir. Reklamlar, halkla ilişkilerle beraber en yüksek pazarlama giderlerini oluşturan süreçlerden biridir.
Pazarlama ve reklamları ayırt etmenin en iyi yolu pazarlamayı bir pasta gibi düşünmektir. Bu pastanın içinde; pazar araştırması, medya planlaması, halkla ilişkiler, ürün fiyatlandırma, dağıtım, müşteri desteği, satış stratejisi ve toplumu dahil etme vardır.
Reklamlar bu pastada sadece bir dilimi temsil eder. Pazarlamanın etkili olabilmesi için uzun soluklu bir pazar araştırması gereklidir. Pazarlamayı, bir şirketin müşteri ve şirket arasında ürünün ticaretini yapmak için yaptığı her şey olarak görebiliriz.