Sevgili sektör dostlarım merhaba, geçen yazımızda hatırlayacak olursanız pazarlamanın tarihçesinden söz etmiştik ve bu yazımda ise tanımları, önemi ve etkilerinden söz edecektik.
Yazıma başlamadan isterseniz biraz gülümseyelim..
Savcı morgta üç cesedi incelemek üzere gelmişti. Birinci ceset sırıtıyordu savcı nedenini sorar; “Milli piyangodan büyük ikramiyeyi kazandı, sevincine dayanamadı kalp krizi geçirdi ve öldü” derler.
İkinci cesetde sırıtıyordu. Savcı sorar; bu neden sırıtıyor?
Bununda oğlu doğmuştu sevinçten kalbine yenik düştü diye açıklarlar. Üçüncü ceset Temel’in kömür halindeki cesediydi o da sırıtıyordu. ”Bu neden oldu diye savcı sorar “efendim yıldırım çarptı” derler.
Peki neden sırıtıyor?
Cevap hazır; efendim fotoğrafını çekiyorlar sanmış. ”Yüzünüzden gülümsemeniz hiç eksik olmasın”.
Pazarlama tanım itibariyle bir çok şekliyle karşımıza çıkmakta ama genel olarak klasik tanımları ve sonradan gelişimi nedeniyle farklı ifadeler kullanılarak değişiklik göstermektedir. Klasik yani genel bir tanımlama dersek; müşterilerin ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlama belirleme ve bu kapsamda yapılacak hizmetlerin çalışmaların nasıl sunulacağı ve tasarlanacağını planlama işlemidir diyebiliriz.
Bireylere, işletmelere ve kurumlara göre farklılıklar içerebilir ama kesin olan şudur ki, pazarlama; üretilen ürün ve hizmetlerin en son tüketiciye ulaşana kadar gerçekleştirilen faaliyetleri kapsayan bir evrensel kavramdır.
Tanımlar içinde en yaygın kabul göreni ise Amerikan pazarlama derneğinin yapmış olduğu tanımdır. Bu tanıma göre pazarlama, bireylerin ve örgütlerin hizmetlerin ve düşüncelerin yaratılmasını, fiyatlandırılmasını, dağıtımını ve satış çabalarını planlama ve uygulama sürecidir.
(American Marketing Associaton 2007) Diğer tanımlara baktığımızda ise dünya pazarlama guruları pazarlamayı nasıl açıklıyorlar: Philip Kotler, genel ve yalın şekliyle pazarlamayı firmaların hangi malları veya hizmetleri müşterilerinin ilgisini çekeceğini tayin etmeleri ve satışlar, iletişim ve işletme yönetimi geliştirmeleri için stratejilerin belirlemeleri sürecidir.
Dünyada modern yönetim anlayışını getiren Peter Druker’e göre ise pazarlama öyle bir temel etkendir ki onu bağımsız bir fonksiyon olarak kabul etmek imkansızdır. Nihayi sonuç olarak tüketici açısından komple bir iş modelidir.
Yani, pazarlama süreci müşterilerin hangi ürünleri almak istediği, bu talebin belirlenmesi anından itibaren başlar. Yine Kotler’e göre pazarlama kavramları şemadaki gibi sıralanır.
Benim tanımlamam ise, üretimden tüketime değil tam tersi tüketimden üretime gelen süreçte ihtiyaçların, risklerin, beklentilerin ve rekabetin son kullanıcıya kadar devam eden, tüketici tarafından yönlendirilen ve bu yönlenmenin karşısında oluşan fırsatların üretilecek ürünlere, işletmelerin yönetimine, tüketicilerin istek ve beklentilerine karşı yürütülen, bu konuda stratejilerin gelişmesine imkan sağlayan pozitif bir eylem sürecidir.
Günümüz pazarlama dünyasında ise pazarlama ve pazar kavramlarında değişiklikler ortaya çıkmış pazarlar global hale geldikçe yöntemler ve teknikler gelişmiş, müşterilerin istedikleri ürünleri ve hizmetleri satın alabilmeleri mümkün hale gelmiştir.
Küreselleşmenin en etkin görüldüğü dünyamızda en büyük pay teknolojideki hızlı değişim ve gelişimdir.
Bu sayede iletişim hızla artmaya ve gelişmeye başlamış pazarlama anlayışı, teknikleri ve uygulamaları değişmeye, işletmelerde bir pazarlama anlayışı ve yönetimi süreci başlamıştır.
Gelecek sayıdaki yazımızda pazarlama kavramının tanımlarını biraz daha genişleteceğiz alternatif pazarlama yöntemlerini ele alacağız.
Hayırlı kazançlı işleriniz olsun, sağlıkla kalın.