Bu ayki köşemde İpek Yolu’nun kalbi Özbekistan’dan bahsedeceğim. Yaklaşık 30 milyonluk nüfusu ile Orta Asya’nın en kalabalık ülkesi olan Özbekistan, çinileri ile bezeli eserleriyle adeta görsel bir şölen sunuyor.
Dünya’nın en eski şehri Semerkant ve dinlerin kesiştiği mistik Buhara kenti, “Özbekistan” denilince akla ilk gelen şehirlerden olsa da ülkenin başkenti Taşkent oldukça yoğun ticaret ağıyla her zaman gündemde.
Ülkenin resmi dili Özbekçe, lakin halkın büyük bir çoğunluğu Rusça konuşuyor. Nitekim Kiril alfabesini kullanmayı 2002 yılında bıraktıklarını düşününce bu durum kulağa normal geliyor.
1867 yılından itibaren kademeli olarak başlayan Rus hakimiyeti 1991 yılına kadar sürmüştür. Daha sonra işkence ve infaz gibi insan hakları ihlalleriyle de suçlanan ilk Cumhurbaşkanı İslam Karimov ülkeyi 1991 yılından 2016 yılına kadar ölene dek yönetmiştir.
Özbekistan ekonomisi yer altı madenlerine ve tarıma dayalıdır. Özellikle altın rezervleri bakımından Güney Afrika, ABD ve Rusya’dan sonra Dünya’da 4. sıradadır. Aynı zamanda pamuk üretimi bakımından Dünya’da 5. sırada, pamuk ihracatında ise Dünya’da 2. sırada yer almaktadır.
İhracat ve ithalat kalemlerine daha yakından bakacak olursak mineral yağlar ve yakıtlar, pamuk, bakır, yenilen meyveler ve sebzeler ihracatının sırasıyla başlıca kalemleridir. En çok ihracat yaptığı ülkeler ise sırasıyla Rusya, Çin, Kazakistan, Türkiye ve Kırgızistan’dır. Türkiye’ye ise en çok bakır, pamuk, çinko, kahve & çay ihraç etmektedir.
İthalat kalemlerine gelince en çok ithal ettiği ürünler sırasıyla makine ve ekipmanları, motorlu kara taşıtları, demir-çelik, elektrik ürünleri (85GTIP) ve mineral yağlardır.
Çin, Rusya, Kore, Kazakistan ve Türkiye en çok ithalat yaptığı ülkelerdir. Türkiye’den sırasıyla en çok makine ve ekipmanları, elektrik ürünleri (85 GTIP), mobilya, plastik ve mamulleri ile adi metaller ithal etmektedir.
Ticari faaliyetler genel olarak Taşkent, Semerkant ve Fergana Vadisi adı verilen Fergana, Andican ve Nemengan şehirlerini kapsayan bölgede yoğunlaşmıştır. Taşkent’te dört büyük pazar bulunmaktadır.
Bu pazarlarda her çeşit ürün bulunur. Ancak pazarlar daha çok çektikleri müşteri kitlesinin türüyle ön plana çıkmaktadır.
Bu pazarlardan ‘Urikzar’ daha çok diğer illerden gelen toptancıların ve devlet projelerinin tedariki için gelen kişiler tarafından tercih edilirken, ‘Bektopi’ daha nadir veya ince işçilik isteyen ürünleri arayanların uğrak noktası.
Diğer bir pazar ‘Cami’ daha küçük çaplı iş adamlarının daha küçük projeler için tercih ettiği bir pazarken ‘Kuyluk’ pazarı ise yerel halkın tercih ettiği bir pazardır.
Elektrik ürünlerini hemen hemen bütün pazarlarda görmek mümkün. Özellikle Türk ürünleri anahtar-priz gibi alanlarda oldukça biliniyor. Anahtar prizde Nilson, Makel gibi markalar pazarda bilinen markalar.
Alçak gerilim alanında Çin ürünlerinin hâkimiyeti oldukça fazla. Chint, CNC ve Andela gibi markalar pazarda etkin.
Bakırın ülkede fazla olması elbette yerel kablo üretimini oldukça geliştirmiş. Uzkabel, Andijan Cable, Procab gibi yerli kablo üreticileri diğer ülkelerden gelen kablo üreticileri için ciddi rakipler.
Aydınlatma sektöründe ise yine alçak gerilim ürünü gibi Çin ürünleri oldukça fazla. Yerli iş adamlarının Çin’den kendi markalarıyla ürettirdiği aydınlatma malzemelerini de her yerde bulmak oldukça kolay. İnşaat sektöründe de keza Türk firmaları oldukça faaller.
Cengiz-Kolin ve Kalyon şirketlerinin oluşturduğu konsorsiyum, Özbekistan’ın ilk ücretli otobanını Taşkent-Semerkand arasında yapmak için açılan ihaleyi geçtiğimiz aylarda kazanmıştı.
1 Ağustos 2020’de Özbekistan, tüm bölgesel havalimanlarını tekrar gözden geçirme projesi kapsamında iki yıl boyunca sürecek Açık Semalar çalışmasını başlatmıştı.
Bu çalışmanın önemli ayaklarından birini de Semerkand Uluslararası Havalimanı oluşturuyor. Yenilenme çalışmasının 2021 yılı sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor.
Bu kapsamda Türk firması Kiklop, projede Özbek Primetime Group şirketi ile birlikte çalışarak havalimanını yenileyecekler. 245 kişinin çalışacağı bu proje 62 milyon dolar yani 470 milyon liraya mal olacak.
Diğer bir yandan Özbekistan’dan Murad Buildings ve Türkiye’den Özgüven şirketlerinin ortaklığında Taşkent’in merkezindeki 1,5 hektarlık alanda inşa edilecek gökdelenin, yapımı tamamlandığında Orta Asya’nın en yüksek binalarından biri olması planlanıyor.
Ayrıca yıllık 100 ton altın üretimiyle dünyadaki en büyük üretici ülkelerinden olan Özbekistan’da, Türk sermayeli ilk kuyumculuk fabrikası da bu yıl faaliyete başladı.
Özbekistan gerek elektrik- enerji gerekse inşaat alanlarında oldukça cazip bir pazar. Nitekim devletin başlattığı Açık Semalar gibi projeler, yatırımcılar için fırsat olanağı sunuyor.
Ayrıca, 1 Temmuz 2005’te yürürlüğe giren bir yasayla, doğrudan yabancı sermaye ile faaliyet gösterecek olan işletmelerin 3 ila 7 yıl süreyle ana faaliyeti için uygulanan gelir vergisi ve özel vergilerden muaf tutulmasına kararı verilmiştir.
Bu bağlamda yerli üretim yapmayı düşünen yatırımcılar bu muafiyeti bir avantaja çevirebilir.
Para transferi konusunda devlet ithalatı kısıtlamak amaçlı sıkı bir denetim getirse de diğer Orta Asya ülkelerine nazaran çokta zorlayıcı bir unsur oluşturmamaktadır.
Yatırım için iş adamları Özbekistan’da Türk markalarının bilinirliliğinden faydalanıp, yerli ve köklü bir bayilik ağıyla yapılan iş birliği sayesinde burada bir başarı elde edebilir. Kablo gibi yerelde güçlü sektörlerle ise rekabeti yine kendi silahıyla yani yerel üretimle sağlamak daha doğru olabilir.
Görüşmek dileğiyle..