Bu ay ki köşemde Ortadoğu’nun en büyük ekonomilerinden, petrol zengini Kuveyt hakkında sizlerle bilgi ve deneyimlerimi paylaşmak istedim. Yaklaşık 4,5 milyon nüfusunun büyük bir çoğunluğunu yabancılar oluşturmaktadır.
Neredeyse %35’i yerli Kuveytli iken, Asya ve diğer Arap ülkelerinin halkları nüfusun çoğunluğunu oluşturmaktadır. Kuveyt vatandaşları büyük ölçüde kamu ve hükümet sektörlerinde, göçmenler ise hizmet sektöründe çalışmaktadır.
Resmi dili Arapça olsa da halkın birçoğu İngilizce konuşmaktadır. Parlamenter monarşi ile yönetilen Kuveyt’in başkenti ülkeyle aynı adı taşıyan Kuveyt’tir.
Petrol rezervleri bakımından Dünya’da beşinci sırada yer alan ülkenin geliri %80 oranında petrole dayalıdır. Ayrıca gayri safi milli hasılada da Dünya’nın en zengin yedinci ülkesidir.
19. yüzyıl öncesinde emirlik şeklinde yönetilen Kuveyt, 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyetine girmiştir. 1914’te ise Britanya İmparatorluğu’nun himayesine girmiştir.
1938’de petrolün bulunması ve 1961’de Birleşik Krallık ’tan bağımsızlığını kazanması Kuveyt’in yükselişinin önünü açmış oldu.
1990 yılında Irak’ın Kuveyt’in işgali ülkenin ekonomik anlamda ciddi zarar görmesine neden oldu. İşgal, ABD’nin öncülüğündeki koalisyon güçlerinin 1991’deki “Çöl Fırtınası Harekatı” nın ardından sona erse de bu savaş ekonomisine ve ekosisteme büyük zarar verdi.
Zira, Irak’ın Kuveyt’ten çekilirken ateşe verdiği 600 petrol kuyusunu söndürmek ise 9 ay sürdü. Bu şekilde Kuveyt petrol rezervinin yaklaşık %2’si yanmış oldu.
Bu kuyuları eski haline getirmek ise Kuveyt’in takribi 2 yılını aldı. Ülkenin ekonomisi doğal olarak petrole dayalı. Kuveyt’in ispatlanmış petrol rezervleri 101,5 milyar varil, doğalgaz rezervleri ise yaklaşık 1,8 trilyon metreküp.
Kuveyt bu şekilde Dünya petrol rezervinin %10’una sahiptir. Petrol ve doğal gaz haricinde dikkate alınmaya değer başka doğal kaynaklara ve madencilik faaliyetlerine sahip olmayan ülkede yeraltı su kaynakları bulunmadığı için tuzu arındırılmış deniz suyu kullanılıyor.
Kuveyt’in yüksek petrol gelirleri ile zenginleşmesi, ülkede ciddi bir yapılaşma süreci doğurmuş, özellikle Körfez Savaşı’nı takip eden son çeyrek yüzyıllık süreçte ülkede çok büyük projeler gerçekleştirilmiştir.
Ülkenin ihracat rakamlarına bakıldığında sırasıyla Irak, Çin, Hindistan, Suudi Arabistan ve BAE önde yer alırken, petrol (Mineral Yakıtlar), kimya sanayi ürünleri, motorlu kara taşıtları, plastik ve mamulleri, nükleer reaktörler, kazanlar en çok ihraç edilen ürünlerdir.
İthalat rakamlarına bakıldığında en çok ithalatı Çin, ABD, BAE, Japonya ve Suudi Arabistan’dan yaparken, Türkiye bu sıralamada 12. sıradadır. En çok ithal edilen ürünler motorlu kara taşıtları, nükleer reaktörler ve kazanlar, elektrik malzemeleri (GTIP 85), adi metaller ve kimya sanayi ürünleridir.
Elektrik pazarlarına yakından bakacak olursak Shuwaikh Sanayi Bölgesi ve Hawali Pazar’ı elektrik ürünleri ticaretinin çokça yoğunlaştığı yerlerdir.
Avrupa markalarından ABB, Schneider ve Siemens ürünleri oldukça popüler ancak LS gibi Kore markası ve Sigma gibi Türk markalarını da pazarda görmek mümkün.
Bunun yanı sıra Klemsan, Mete Enerji, Vatan Kablo, Mekas Kablo, Aksoy Kablo gibi Türk markaları da mevcut. Aydınlatma ürünlerinden ise Çin marka ürünleri oldukça revaçta özellikle OPPLE, Ledvance– OSRAM ayrıca Sylvania pazarda yaygın markalar.
İnşaat sektöründe de keza Türk firmaları oldukça etkin. Limak inşaatın bu kapsamda kazandığı havalimanı ihalesi, Türk müteahhitlerin yurt dışında tek pakette kazandığı en büyük ihale olma özelliğini taşıyor.
İlk etapta 13 milyon yolcu kapasiteli olarak inşa edilecek olan Kuveyt Havalimanı yeni terminal binasının kapasitesi daha sonra yapılacak iyileştirmelerle 25 milyona kadar çıkarılabilecek.
Ayrıca yine diğer bir projede ise Kuveyt Al-Mutlaa Bölgesi N11 mahalle merkezinde kamu binaları ve altyapı işlerinin inşaatı ve bakımı işlerinden oluşan yaklaşık 82 bin metrekare kapalı alanda okullar, camiler, süpermarket, klinik, polis merkezi, sosyal tesisler, trafo merkezleri gibi 28 adet kamu binası ve yaklaşık 146 bin metrekarelik alanda altyapı işi bulunmaktadır. Projenin 2022 yılı Nisan ayında tamamlanması planlanıyor.
Bunlara ek olarak Kuveyt Sağlık Bakanlığı’nca açılan Bulaşıcı Hastalıklar Hastanesi’nin tasarım, yapım, tamamlama, ekipman temini, tefrişat ve işletme bakımını kapsayan ihalesi, Limak’ın yüzde 40 ortağı olduğu adi ortaklık tarafından kazanıldı.
İlave olarak, Limak’ın üstlendiği diğer bir proje ise Güney Abdullah Mubarak Bölgesi için altyapı hizmet ağları, yollar ve elektrik trafo merkezlerinin inşaat, tamamlama ve bakımı işlerinden oluşmaktadır.
Kuveyt’te yatırımları destekleyen ‘Kuwait 2035 Vision’ adlı bir eylem planı yürütülüyor. Bu eylem planı ile bölgeye yabancı yatırımcının çekilmesi ve bir finans-ticaret merkezi haline gelinmesi amaçlanıyor.
Ülke ekonomisinde yapılan 5 yıllık planlarda metro inşası, demir yolu ve rafineri projelerinin olması Türk yatırımcıları açısından oldukça cazip fırsatlar doğuruyor.
Yabancı yatırımcıların hisse payı %49 ile sınırlandırılırken, Kuveytli bir partner bularak yatırım yapmakta mümkün. Ancak bu kural serbest bölgede kurulacak firmalar için geçerli olmayıp yabancılar lisans alıp, işçi çalıştırıp, gümrük vergilerinden avantaj sağlayabilmektedirler.
Elektrik ürünleri ihraç edecek firmaların malı göndermeden önce Coc Evrakı’nı bir gözetim firmasından almaları gerekmektedir. Aksi takdirde mallar ülkeye giriş yapamazlar. Kuveyt her şeyin sistematik yürüdüğü bir ülke, devletin çizdiği çizgilerden gidecek olursanız sorun yaşamanız muhtemel gözükmüyor.
Görüşmek dileğiyle..