isletme-faaliyetlerinde-karar-alma-ve-analizdeki-uygulamalar

Bildiğiniz gibi iş hayatının her dakikası karar almaları gerektirecek şekilde sürer. Günümüz dünyasında gerek kişisel hayatımızda ve işletmelerde, geleceğe dönük planlamalarımızda analiz yapmanın önemi çok büyük olmakla birlikte, analitik düşünceye sahip bireylerin işletmelerde yer almasına özen gösterilmeye başlanması dikkat çekmektedir.

İşletmelerde insan kaynakları departmanları, personel alımlarında analitik düşünceye sahip kişileri aradıklarını ifade ederler.

Genellikle geniş kapsamlı olduğu kadar pahalı veri toplama yöntemi olan analiz, özellikle 1950’lerden sonra iş dünyasında, işletme okullarında ve danışmanlık hizmeti veren şirketler de bu yöntem uygulaması öne çıkmış, hatta analiz yeni bir sektör olarak karşımıza çıkmıştır.

Analiz, karar almada önemi büyük olmasına karşılık, bir de karanlık yüzü vardır, unutmayalım.

Her atılan adımda veya karar almada analiz yöntemlerine başvurduğumuzda, bazı sorunları da beraberinde getirebileceğini göz ardı etmemeliyiz.

Her analiz bize doğru kararlar alabileceğimizi ifade etmez, aksine işletmelerde sıkıntılı süreçlerin yaşanmasına da neden olabilir.

Yani, işletmelerde “alınacak kararların alt yapısında analiz yöntemleri olmazsa olmaz” düşüncesi ile uygulamaya başlamak, işletmelerde geri dönülmez sorunları da beraberinde getirebilir.

Analiz sonuçları kesin sonuçtur diye bir yargıya varılması, bir esneklik payı bırakılması gereken hedeflerde, bazen ulaşılamaz sonuçlar ortaya çıkarabilir.

Kısacası her şeyin fazlası zarar getiriyorsa, doğru uygulanan analiz yöntemleri başarıyı getirecektir. Fakat yanlış uygulamalarda zararlı sonuçlar görmek mümkündür.

Bu şekilde işletmelerinde danışmanlık hizmeti alan bazı firmalar; ya personel çıkışı yapmışlar (ki bu “taze kan”A eylemi olarak dikta edilir) ya da üretim ile beraber satış planlamalarında strateji değişikliğine gitmişlerdir.

Geçiş sürecini hızla yapanlar, yapılan analiz sonuçlarına göre sürdürülen uygulamaların negatif olarak geri dönüşlerini de görmüş oldular. Burada bir sorunu analiz yöntemi ile çözmek başarılı sonuca ulaşmaktan çok başarısız sonuçların da olabileceğini bize göstermektedir.

80-20 kuralı, aslında analitik kurallar bütünüdür ama analizi de olması gereken yere koymasını bilendir. 8-20 kuralındaki temel ilkeleri hatırlayacak olursak; gösterilen çabaların bir çoğunda çaba, kast edilen sonuçların farkında değildirler.

Bazen göremediğimiz gizli güçlerin iş başında olduğunu unutmayalım. Özellikle “yaşamsal arzlar ile işe yaramayan çoklar” doktrini bize herhangi bir durumda önemli sayılan sonuçları doğuran çok az şeyin varlığını gösterir. Karmaşıklığı fazla olanlar gibi gereksiz ve yorucu olan her şeye çözüm üretmeye çalışmak fayda getirmez.

Önemli olan o şeyin fayda getirip getirmeyeceğinin anlaşılmasıdır. Tüm bunların yanında, bizi sonuca götürürken maddi katkıları bulunmayan eylemler, çoğunlukla zaman kaybı olarak bize geri dönecektir.

Karar Almadaki İlkeler , Nasıl karar almalıyız?

80-20 kurallar bütünü içinde birinci kural bize der ki; kararların çoğu çok önemli olmayabilir. Örnek: önümüze iki adet büyük dosya raflığı koyduğumuzu hayal edelim. Bunlardan birinin içine önemsiz kararlarımızı diğerine önemli olacak kararlarımızı koyalım ve üzerlerine de etiketleyelim.

Önce aldığımız önemli sayılan kararlarımızı aklımızda sınıflandıralım (bu arada 20’de 1 oranında alınan kararların önemli büyük kararlar raf teknesine gitme olasılığını bilelim).

Diğer dosya raf teknemize, değersiz, önemsiz ve pahalı bazı analizleri bu teknelerin içine alalım. Boşuna onlarla vakit kaybetmeyin, bırakın başkaları ilgilensin. Eğer bunları yapmazsanız, vereceğiniz hangi kararın % 51’inin doğru olabilme olasılığı üzerinde durup ona göre karar verin.

Bu arada hızlı karar veriyorsanız ve sizde ikilem yaratacaksa inanın size yazı tura atın derim. Bu hem basit hem de tutarsız sonuç olacaktır. ,Aman haa!.. Bunu sakın yapmayın, şaka yaptım sadece..Yine de içgüdüler bazı kararlar almamızda önemlidir, bunu da unutmayın.

İkinci karar almadaki uygulayacağımız kural; Genellikle önemli kararları bizler karar almadan önce belirleriz. Bir örnek verelim; işletmelerde bazen bizlere verimli olan ve para kazandıran çalışanlarımızla yollarımızı ayırır, başka bir deyişle onları kazanacağımıza kaybetmeyi seçeriz.

Tüm bunları yaparken nedenler üzerinde durmayız, onları yakından izlemez ve motive etmeyiz.

Belki küçük sorunları olabilir, çözülemeyecek şeyler olmayabilir fakat yönetici olarak onlardan uzak kalmışızdır ve bir memnuniyetsizlik oluşmuş, biz bunun dahi farkında olmamışızdır. Bir başka örnek ise rakipleri iyi takip etmeyişimiz ile birlikte aldığımız kararların bize nasıl zararlı sonuçlar getireceğidir.

Rakiplerden üstün oluş düşüncelerinin tavan yapması, onları küçümsememiz, geliştirdikleri ürün ile ilgili, iyi analiz yapmaktansa ürün hakkında sadece olumsuz ve  ön yargılı biçimde başarısızlık değerlendirmesi yapıyor ve karar alma mekanizmamızı yenileyemiyorsak, o rakipler bir gün sizin pazarınıza girerek, pazar kaybı yaşamanıza sebep olacaklardır. Hatta bu kayıpların farkına bile varmayabilirsiniz..

Sevgili sektör dostlarım, gelişime, yeniliğe açık olmadan sürdüreceğimiz iş yaşantımızda, mutlaka birileri sizi yakalayabilir ve elinizden müşterilerinizi alabilir. Bu olasılıklarını asla aklınızdan çıkarmayın.

Doğru bir karar alma durumunda her olasılığı düşünmeniz gerekir. Bakın satırlarıma son vermeden Bill Gates  örneğini sizlere bir not olarak aktarmak isterim. IBM için çalışan Bill Gates, asosyal biri olarak değerlendirilir ve yolları ayrılır, sonuç; Çok büyük bir rakip yaratırsınız; Microsoft!

Onun için analizler önemlidir fakat sonuçları her zaman iyi olmayabilir. Unutmayın; insana yatırım yapın ve kazanmaya bakın.

 

Yılmaz CAYMAZ
Yılmaz Caymaz’ın Sektörüm Elektrik Aydınlatma dergisinde kaleme aldığı pazarlama, satış ve özgün içerikli makalelerimize bu sayfamızdan ulaşabilirsiniz. İSTANBUL ELEKTROMARKET GENEL MÜDÜRÜ Yılmaz CAYMAZ Genel Müdür/General Manager