Endüstri 4.0 ile iş hayatında makinaların birbiri ile konuşması ve robotların iş hayatında yer almaya başlayacaklardır.
Şirketlerde tüm iş yapış şekillerine ve kurum içi yapılanmalarına köklü değişikler getireceklerdir. Pazarlamadan satışa, üretimde dağıtıma ve diğer departmanlardaki tüm süreçleri ve işlem adımlarını değiştireceklerdir.
Hayatımıza robotik, otonom ulaşım, yapay zeka, öğrenen makineler, gelişmiş malzemeler, biyoteknoloji ve genom bilimi gibi kavramlar girmeye başlayacaktır.
Bazı meslekler tamamen yok olurken, ismini bile duymadıklarımız iş hayatına girerken, bazıları da günün koşullarına göre değişiklik gösterecektir.
Şirketlerde tüm bu süreçlerde insan odaklı değişiklikler olacağı için de insan kaynakları departmanları bu değişikliklerden etkilenecektir.
Güncel teknolojinin iş hayatına taşınması ile birlikte teknoloji çok hızlı gelişmekte ve kabul gören teknolojiler ile yenilikler güncel hayatta çok hızlı yerini almaktadır.
Yeni çıkan cihazlar internete bağlanma (internet of things) özellikleri birbirleri ile konuşur ve birbirlerini yönetir hale gelmişlerdir.
Bunun en son örneğini akıllı ev uygulamalarında görmekteyiz. İnternet üzerinden evdeki beyaz eşyalarımızı ve güvenlik sistemimizi kontrol eder hale gelmiş bulunmaktayız.
Bulut (Cloud) Sistemler
Bulut sisteminde uygulama ve servisler fiziki olarak dünyanın herhangi bir yerinde internete bağlı sunucular üzerinden tutulup, internete bağlı herhangi bir cihaz ile bu uygulama ve servislerin çalıştırılmasıdır.
Cloud servisleri ile internete bağlı herhangi bir cihaz ile (Bilgisayar, Tablet PC, Cep Telefonu) internetteki bir sunucuya erişiyorsunuz ve işleminizi yapabiliyorsunuz.
Dosya resim, ajanda vb. paylaşım gibi işlemler olabilir. İnternetteki herhangi bir sunucu Bulut (Cloud) kavramını getirmektedir.
Bu servisi veren şirketlerin sunucuları 7/24 hizmet vermek için dünyanın farklı yerlerinde futbol sahası büyüklüğünde veri merkezlerinde tutulmaktadırlar.
Sunucular dünyanın her yerinde hizmet verdiği için Bulut (Cloud) kelimesi kullanılmaktadır. Onun için Bulut (Cloud) deyince, dünyanın herhangi bir yerinden almış olduğumuz internet hizmetleri ve servisleri aklımıza gelmelidir.
İK uygulamalarını teknik olarak bulut sistem üzerinde tutmak son derece pratik ve maliyet düşürücüdür.
Fakat 2016 eylül ayında çıkan “kişiler bilgilerin korunması kanunu” ile insan kaynakları bilgisi birinci derece korunması gereken bilgiler arasında yer almaktadır.
Bu kanuna göre; veri sorumlusu, kişisel verilerin kendi adına başka bir gerçek veya tüzel kişi tarafından işlenmesi hâlinde, birinci fıkrada belirtilen tedbirlerin alınması hususunda bu kişilerle birlikte müştereken sorumludur.
Kendi kurum veya kuruluşunda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını sağlamak amacıyla gerekli denetimleri yapmak veya yaptırmak zorundadır.
Veri sorumluları ile veri işleyen kişiler, öğrendikleri kişisel verileri bu Kanun hükümlerine aykırı olarak başkasına açıklayamaz ve işleme amacı dışında kullanamazlar.
Yeni meslekler
Endüstri 4.0 Platformu’na göre önümüzdeki yıllarda ihtiyaç duyulacak mesleklerden bazıları aşağıdaki gibidir. Şirketlerin bulunduğu ve iş yaptıkları sektörlere göre bu mesleklere uygun görev tanımlarını şimdiden hazırlayıp, şirket içindeki yetenekleri şimdiden bu görevlere hazırlamalıdırlar.
- Endüstriyel Veri Bilimciliği
- Veri Güvenliği Uzmanlığı
- Robot Koordinatörlüğü
- Şebeke Geliştirme Mühendisliği
- IT/IoT Çözüm Mimarlığı
- 3-D Yazıcı Mühendisliği
- Endüstriyel Bilgisayar Mühendisliği / Programcılığı
- Endüstriyel Kullanıcı Arayüzü Tasarımcılığı
- Bulut Hesaplama Uzmanlığı
- Giyilebilir Teknoloji Tasarımcılığı
Şirketdeki kuşaklar arası uyumun sağlanması
“Endüstri 4.0” ile kuşakların iş yapış şekilleri ve teknolojiyi kullanımları çok farklıdır. Şirkette her kuşaktan insana ihtiyaç vardır. Önemli olan bu kuşakların özelliklerini bilip, görev tanımlarını kuşakların özelliklerine göre oluşturmaktır.
İş hayatında 3 kuşağın temsilcileri ile kurumun başarısı için hep birlikte çalışmaktayız. Başarı hepimizin başarısıdır. Bu sebepten her kuşağın hayata bakış açıları hakkında bilgi sahibi olmalı, olaylara kendi bakış açımızdan bakmayıp orta yolda buluşarak devam etmeliyiz.
Türkiye’de nüfusun ciddi bir kısmı Y ve Z kuşağı içinde yer almaktadır. Buna rağmen pazara yön veren ekonomiyi 1965 ile 1975 yılları arasında doğan ve X kuşağı olarak adlandırılan orta ve üst yaş grubu yönetmektedir. Teknolojiyi günlük hayatın içine aldığımızda orta yaşlı nüfusun varlıklı yaşlılar olacağını düşünerek ürünler geliştirmeyi öngörmeliyiz.
X Kuşağı (1965-1979)
Mevcut çalışma koşuları ile yetinip, uzun yıllar aynı firmada çalışabilirler. Tutarlı yönetim politikaları izlemeye çalışırlar. Amaçlarını yerine getirmek için kurum politikalarını ve iş koşullarını değiştirebilirler.
Bireycilik ön plana çıkarak daha fazla paraya odaklandılar. çalıştıkları firmalara karşı daha sadakatli olup, mevcut çalışma şartlarıyla yetinip, uzun yıllar çalışabilmektedirler. İşin gereklerine göre dışarıdan hizmet tedarik etmeyi tercih ederler.
Y Kuşağı (1980-1999)
Teknolojideki hızlı gelişmelerin büyük çoğunluğunu yaşadıklarından, teknoloji hayatlarında pek çok şeyin simgesi haline gelmiştir. Marka ve kuruma bağlılık duyguları azdır.
Narsist, bireyci, girişimci olup, sadakat duyguları azdır. Eğlenceyi ve çabuk yoldan para kazanmayı tercih edip, çok fazla çalışmaktan hoşlanmamaktadırlar. Standart olandan hoşlanmayıp, kendilerini özel hissetmek ve “Kişiye Özel” yapılan şeylerden hoşlanırlar. Çalışma şartlarına çabuk uyum sağlarlar. İş hayatına başlarken kendi işinin patronu veya CEO’su olmayı planlarlar.
Z Kuşağı (2000-2021)
“İnternet Kuşağı“, “Teknoloji Çağı Çocukları” veya “Kristal Çocuklar” ismi ile anılmaktadır. Teknoloji ile birlikte yaşayan, taşınabilen küçük aygıtlar, bilgisayar, MP3 çalar, ipod, cep telefonları gibi cihazlar ayrılmaz parçalarıdır.
İletişimde teknolojiyi kullanmaya son derece yatkın ve heveslidirler. Teknolojik olarak akıllı mobil cihazlar ile hayatlarını yönetiyorlar. İşlerinin hemen hemen tamamını online olarak yapıyorlar. İnternetin tüm imkanları sonuna kadar kullanıyorlar. Fiziksel iletişim yerine uzaktan ve sanal ortamda iletişim kurmayı, yalnız yaşamayı tercih ederler.
Bu yükümlülük görevden ayrılmalarından sonra da devam edecektir.
Sanayi Devrimleri ve İK
İnsan kaynakları süreçleri sanayi devrimleri ile birlikte farklı gelişmeler göstermiştir. İnsan kaynakları kavramı 1970 li yıllarda ortaya çıkması ile birlikte kendi içinde farklı aşamalar göstermiştir.
- İK 1.0
İlk sanayi devrimi buhar makineleri ile başladı. Buhar ile çalışan makineler üretimde insanın yerini almıştır.
- İK 2.0
Üretimde elektriğin kullanılması, üretim bandının tasarlanarak üretim tekniklerini ve materyallerini geliştirildi.
- İK 3.0
- Dünya savaşı üretimi gerçekleştiren robotların ortaya çıkması ile başladı. Mikro işlemciler, bilgisayarların ilk hali dönemde ortaya çıktı.
- İK 4.0
Teknolojinin üst seviyede kullanımı ile birlikte şirketler müşteri ihtiyaçlarını çok daha iyi bilecek ve üretimleri bu doğrultuda yapacaklarıdr.
Üretim teknolojinin gelişmesi ile birlikte birebir veya kişiye özel üretim yapabileceklerdir. Örneğin laptopların sizin isminize ile üretilmesi.
Yüksek teknoloji kullanımı ile birlikte üretimde insan faktörü minumuma inecektir. Bu da işçilik giderlerini düşüreceğinden üretim maliyetleri düşecektir. İstihdam edilen insan sayısı daha az olacaktır.
Üretimde kullanılan makinelerin yetenekleri fazla olacağı için aynı makine ile üç boyutlu yazıcılarda olduğu gibi birden fazla çeşitte üretim yapılabilecektir.