Enflasyon fiyatlar genel seviyesinde sürekli artışı ifade eder. Enflasyonun düştüğü dönemlerde fiyat artış hızı azalıyor demektir. Bu arada uygulanan talebi daraltıcı politikalar bazen daha düşük kâr marjıyla çalışmayı gerektirebildiği gibi bazen de talep yetersizliği nedeniyle mevcut müşterilerden yeterli siparişin gelmemesine de neden olabilir.
Ayrıca dönem dönem talep yetersizliği bazı girdilerde bile fiyat düşüşlerine yol açabilir. İşte o zaman stok yönetimi son derece önemli hale gelmektedir. Üretim amacıyla alınan stok bu tarz dönemlerde yüksek maliyetlerde kalmakta ve firmanın satış için fiyat tutturamamasına da sebep olabilmektedir.
Böyle ortamlarda mevcut maliyet satışın kaçmasına neden olacak seviyede yüksek kalıyorsa, yerine koyma maliyetine bakılmalı ve fiyat ayarlaması ona göre yapılmalıdır.
Enflasyonun düştüğü dönemlerde maliyetlerin iyi yönetilmesi gerekmektedir. Ancak işçilik maliyetinde seviyenin düşük kalabilmesi için üreticinin üretim kapasitesini artırması gerekmektedir.
Kısacası verimlilik daha da önemli olmaktadır. Kaliteli elemana düşük ücret sadece kaliteli iş kaybı anlamına gelmektedir. Peki bu yeterli midir? Tabi ki hayır. Talebi daraltıcı politikalar satış ağını ve pazarlama politikalarını gözden geçirmeyi zorunlu hale getirir.
Aksi halde mevcut müşteri siparişleri yetersizliği kapasite düşüklüğüne yol açar ki o zaman da maliyetler yükseleceği için firma çıkmaza girer. Bütün bunların yanında yüksek kredi maliyetleri de finansman giderlerini artırırken satış yapmak için vade uzatmalar firmayı uçurumun kenarına getirebilir. Çünkü artan ciro firmayı nakit sıkıntısına sokmaya başlar.
Şimdi şirketleri hem idari açıdan hem de finansal açıdan verimli yönetme zamanı. Özellikle üretim yapanların kapasiteyi artırıcı tedbirler alması şart. Şimdi 3 konu önemli haldedir. Birincisi verimli yönetim, ikincisi sürdürebilir finansal yapı ve üçüncüsü de denetimdir. Denetlenemeyen sistem kontrolü elden kaçırmaya ve hedeflere uyumlu gitmeyi zorlaştırmaya neden olur.
Görüşmek dileğiyle…