‘Her teknoloji kendi ihtiyaçlarını doğurur.’ Bu cümleyi ilk olarak bir üniversite gençlik söyleşisinde kurmuştum. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin de bana göre, üzerinde durması gereken konu tam olarak budur.
Gelişen teknolojilerin ihtiyaçlarını doğurdukları yerde olmak ve o ihtiyaçları üreterek, hazır pazara girmek, yeni teknolojik gelişmelere imza atmaktan hem daha kolay hem daha verimli olabilmektedir. Gücümüzü bilir ve enerjimizi ona göre harcarsak hem çok daha başarılı olabilir hem de gereksiz hayallere kapılmayıp zaman kayıplarını minimize edebiliriz.
Özellikle üniversitelerde katıldığım konferanslarda genç Ar-Ge mühendisi adaylarına bir nevi ticari sırrım olan şu tüyoyu zevkle veriyorum: “Üretilen teknolojilerin kronik sorunları üzerine gidin ve Dünya’ya daha rahat açılın”
Her Yeni Teknoloji, Yeni Ticari Açıklar ve Fırsatlarıyla Gelir
Reel bir örnek oluşturmak gerekirse; son 10-15 yılımızın neredeyse tamamında, otomotiv sektöründe teknolojik gelişme anlamında en büyük yeri, elektrikli araç teknolojisi ve bununla ilgili yenilikler meşgul etti. Sanıyorum 10-15 yıl daha meşgul edecek…
Konuya bu açıdan bakarsak bir teknoloji üretilmiş ve Dünya’ya satılıyor olduğuna göre, bu teknolojilerin kronik sorunları üzerine gitmek akıllıca olmaz mıydı? Peki bu teknolojinin kronik sorunları ve çözümleri ne olabilirdi?
Ar-Ge’sinde bizzat görev aldığım ve bize Türkiye’nin ilk TSE belgeli icadı unvanını ve aynı zamanda Bursa’nın Mucidi ödülünü kazandıran; elektrik hatlarında meydana gelebilecek aşırı gerilimleri yok eden teknoloji, araçların şarj edildikleri istasyonların elektrik hatalarında zarar görmesi ve otomobile de zarar verme ihtimalini de doğal olarak engellemekte. Bu önemli bir sorunun çözümü demek.
Bir sonraki aşamasında ise home şarj adı verilen, evlerde kullanılan 22kW’ya kadar olan şarj istasyonlarının nötr-toprak voltajının 1V üzeri olması durumunda şarjı kesme sorunu da tarafımızca tespit edildi ve çözüldü.
Çin’de 2017 yılında 171.000 adet ola ara şarj istasyonu sayısı, geçtiğimiz Ağustos ayında İngiltere’de 9.000 adet ile 8400 olan benzin istasyonu sayısını geçti. Türkiye’de PÜİS’e üye yaklaşık 14.000 benzin istasyonu sayısı göz önüne alındığında, gelecekte muhtemel ihtiyacımız olan yaklaşık elektrikli araç şarj istasyonu sayısını aşağı yukarı ortaya çıkmış oluyor.
Bu rakamlar ışığında, yeni sayılabilecek bir teknolojinin, nasıl yeni bir ihtiyaç ile karşımıza çıktığı gün gibi ortada.
Gerçekçi olmak ve teknolojilerin sorunlarını giderme fikri üzerine bir yapı inşa etmek, ülkemize bırakın orta ve uzun vadeyi, kısa vadede bile çok şey kazandırabilir. Yeni teknolojilerin olası sorunlarını tespit ederek çözme hazırlığını bir devlet politikası haline getirmek; insanlara bedava para dağıtmak yerine, akıl ile yön vermeye çevirmek daha doğru bir seçenek olacaktır.
makale: Evren Yurttaş