Bir yandan Trump’ın gümrük duvarları ve global ekonomide oluşan belirsizlikler, diğer yandan yurt içerisinde gelişen olaylar bir anda piyasalarda önemli dalgalanmalara sebep olmaktadır.

Dolar endeksi DXY 98 li seviyelere kadar düşerek doların değer kaybının global para birimlerine karşı ne derecede olduğunu gösterirken, 3500 dolara kadar yükselen altın, Global piyasalarda hem paranın yönünü hem de risk algılamadaki durumunu açıkça göstermektedir. Dolar 19 Mart günü bir anda 37 TL sından 41 TL sına gidip gelirken, vadeli piyasada benzer yükselişi yaptığı halde benzer düşüşü yapmaması çok ilginçtir.

Spot ile 1 yıl vadeli dolar arasında %42 civarında fark olması düşündürücüdür. Bunda VİOB un yeterince derin olmamasının da etkisi olsa da bugün dolar alıp 1 yıl vadeyle satmak, vadesinde de pozisyonları kapatmak net %42 kazandırmaktadır. Bu arada 1 yıl dolar mevduat getirisi de ekstra getiridir. Böyle oynak bir zemin içerisinde enflasyonla mücadele edelim derken verilere bakınca maalesef karamsarlığa kapılmamak mümkün değil.

Şimdi sırasıyla bakalım; En yeni verimiz Nisan ayı tüketici güven endeksi Mart ayında 85,9 iken, 83,9 seviyesine düşmüştür. Yani tüketici daha da karamsar olmuş görünüyor. Mevcut dönemde hanenin maddi durumu endeksindeki düşüş ana nedendir. Tarımsal girdi endeksi Şubat verisi aylık %2.35 i işaret ederken, tarım ürünleri üretici fiyat endeksi Mart 2025 verisinde aylık %6.91 oranında artış olduğunu görüyoruz.

Bu durumda tarım kökenli enflasyon karşımıza bir tehdit olarak çıkmıyor mu? Uygulanan politikalara rağmen neden hala %7 ye yakın aylık artışlar görüyoruz? Demek ki yanlış giden bir şeyler var. Örneğin spot kur oynaklığı kısa zamanda durmasına rağmen vadeli döviz piyasasında kurun düşmemesi gibi. Ya da sıkı para politikasına rağmen tarım üretici fiyat endeksinin aylık %6.91 artması gibi.

Önümüzde çalkantılı günlerin devam edeceğine yönelik bir görünüm var. O yüzden bilanço risklerine odaklanmalı, kar marjı düşük olan işlerden çıkılmalı, satış ve pazarlama koordinasyonu iyi sağlanmalı ve finansman biriminin talepleri dikkate alınmalıdır. Yoksa yol bir hayli dik bir yokuş olacaktır.

 

Görüşmek dileğiyle…

Hikmet Baydar
Hikmet Baydar, 1984 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümünden mezun olmuştur. Kamu sektöründe müfettişlik görevi ile başlayan kariyerine, finans sektöründe risk yönetimi, fon yönetimi ve portföy yönetimi gibi alanlarda devam etmiştir. Ekonomi alanındaki engin bilgi birikimiyle çeşitli platformlarda aktif rol alan Baydar, TRT, Bloomberg TV, CNNTÜRK, tv100, EKOL TV, EKO TÜRK, A PARA, CNBC-E ve Ulusal TV kanallarında ekonomi programlarına katılarak güncel verileri analiz etmiş ve yorumlamıştır. Ayrıca pek çok gazete ve dergide ekonomi üzerine kaleme aldığı yazılar yayımlanmıştır. Kariyeri boyunca bankalar ve Türkiye Bankalar Birliği çatısı altında bankacılık eğitimleri vermiştir. Aynı zamanda İstanbul Ticaret Odası, Uludağ İhracatçılar Birliği, İTKİB, KOSGEB, EBSO, Eskişehir Sanayi Odası, MÜSİAD ve YENİAD gibi kurumlarda, global krizlerin şirketlere etkileri, şirketlerin alması gereken önlemler ve kur ve faiz riskinden korunma stratejileri gibi başlıklarda seminerler düzenlemiştir. Bunun yanı sıra çeşitli üniversitelerde konferanslar vermiş ve konuşmacı olarak davet edilmiştir. Kurumsal Eğitimler Uluslararası düzeyde de başarılar elde eden Baydar, 2007 yılında Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen Funds World Middle East konferansına Türkiye’yi temsilen konuşmacı olarak davet edilmiştir. Ayrıca, Chicago Mercantile Exchange tarafından düzenlenen Currency Futures yarışmasında “The Best Mega Trader” ödülünü kazanmıştır. ABD’de Futures Options sertifika programını tamamlamış, Fransa’da SNCF bünyesinde Fransız demiryolu işletmeciliğini incelemiştir. Sermaye Piyasası Kurulu’nun İleri Düzey Lisans Belgesine sahip olan Hikmet Baydar, ileri düzeyde İngilizce bilmektedir. Finans, ekonomi ve risk yönetimi konularındaki uzmanlığı ile sektörde fark yaratmakta, bilgi ve deneyimini paylaştığı platformlarda dikkat çekmektedir.