Bu ayki köşemde bir zamanlar Romalı coğrafyacılar tarafından ‘Mutlu Arabistan’ olarak adlandırılan günümüzde ise savaşın ve iç karışıklıkların hüküm sürdüğü Yemen’den bahsedeceğim.
Ülkenin ismi geçmişte Medine’yi Dünya’nın merkezi olarak kabul eden coğrafyacıların Kâbe’nin sağında kalması nedeniyle sağ anlamına gelen ‘Yamin’ kelimesinden türemiştir.
Suudi Arabistan ve Umman’la karasal komşu olmasının yanı sıra Kızıldeniz, Aden Körfezi ve Arap Denizi ile çevrilidir.
Yaklaşık 30 milyon nüfusunun çoğunluğu Araplardan oluşmaktadır. Tarihine bakıldığında Osmanlılar ve İngilizler tarafından yönetilen Yemen, Lozan antlaşmasıyla beraber tamamen İngilizlere bırakılmıştır.
İngilizler Aden bölgesinde hüküm sürerken diğer vilayetler kabile şeyhleri arasında bölünmüştür. Krallıkla yönetilen ülke daha sonra Mısır’ın desteğiyle Yemen Arap Cumhuriyeti’ne (Kuzey Yemen) yerini bırakmıştır.
İngiliz himayesindeki Aden ve diğer küçük krallıklar (Güney Yemen) 1967 yılında bağımsızlığını kazanarak Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti kurmuştur. 1990 yılında ise Kuzey Yemen’le birleşti.
Arap baharının etkisiyle Yemen’de giderek artan kargaşa, işsizlik ve istikrarsızlık 2015 yılında ülkenin Aden ve Sanaa hükümeti olarak ayrılmasına neden oldu.
Hükümeti ele geçiren Husiler ile Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri arasındaki çatışmalar hala sürmektedir.
Yemen’in ekonomisi genel olarak tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Nitekim çalışan nüfusunun yaklaşık %70’i bu sektörde çalışmaktadır. Ülkede üretilen başlıca tarım ürünleri arasında tahıl, sebze, meyve, bakliyat, kat, kahve, pamuk, süt ürünleri, balık, çiftlik hayvanları (koyun, keçi, sığır, deve) ve kümes hayvanları bulunur.
Yemen’deki büyük bir sorun da, çiğnendiğinde uyarıcı salan ve her yıl Sana’a Havzası’ndan suyun yüzde 40’ının çekilmesine neden olan psikoaktif bir bitki olan Khat’ın (veya qat) yetiştirilmesidir ve bu rakam giderek artmaktadır.
Yemen’in sanayi sektörü, ham petrol üretimi ve petrol arıtımı, gıda işleme, el sanatları, küçük ölçekli pamuklu tekstil ve deri ürünleri üretimi, alüminyum ürünleri, ticari gemi onarımı, çimento ve doğal gaz üretimine odaklanmaktadır.
Yemen bir petrol üreticisidir ve önemli ölçüde kullanılmamış açık deniz petrol ve gaz yataklarına sahiptir. Birçok bölgesel petrol üreticisinin aksine Yemen, hükümetle üretim-paylaşım anlaşmaları olan yabancı petrol şirketlerine büyük ölçüde güveniyor.
Petrol üretiminden elde edilen gelir, devlet gelirinin yüzde 70 ila 75’ini ve ihracatın yaklaşık yüzde 90’ını oluşturuyor.
Yemen, Arap dünyasının hem en yoksul hem de su kıtlığı en fazla olan ülkesidir. Öyle ki, Yemen’in ilk suyu tükenen ülke olacağı yönünde yaklaşımlarda mevcuttur.
Dünya Bankası’na göre Yemen, Ortadoğu’daki en düşük elektrik bağlantısı seviyesine sahip ve nüfusun sadece %40’ının elektriğe erişimi var. Yemen, son yıllarda Suudi Arabistan, Fransa, ABD ve Dünya Bankası gibi çok taraflı bağışçılardan gelen katkılarla elektrik üretim ağının geliştirilmesi için önemli bir destek aldı.
Sonuç olarak, şu anda bir Ulusal Kırsal Elektrifikasyon Programı yürürlükte ve gerekli iletim hatları ile birlikte üç trafo merkezinin inşaatı halen devam etmektedir.
Yemen’in devlete ait Kamu Elektrik Kurumu (PEC), ülkenin elektrik üretim kapasitesinin (810-900 megavat) yanı sıra ulusal elektrik şebekesinin tahmini yüzde 80’ini işletmektedir.
Son 10 yılda hükümet, PEC’nin yeniden yapılandırılması, elektrik santrallerinin küçük ölçekli özelleştirilmesi yoluyla enerji sektörünün entegre edilmesi, bağımsız enerji projeleri (IPP’ler) yaratılması ve doğalgaz getirilmesi dahil olmak üzere ülkenin önemli elektrik sıkıntısını hafifletmek için çeşitli girişimlerde bulundu.
Yemen’in dış ticaret rakamlarına bakıldığında en çok ithalatı yapılan kalemler arasında hububat, demir-çelik, plastik, traktör ve elektrik malzemeleri bulunurken, ithalatın en çok yapıldığı ülkeler arasında BAE, Çin, Suudi Arabistan, Türkiye ve Hindistan bulunmaktadır. Yemen, Türkiye’den en çok traktör, makine ve teçhizatları, demir-çelik, giyim ve elektrik ürünleri ithal etmektedir.
İhracat rakamlarına bakıldığında ise en çok mineral yağ ve yakıtlar, balık, yenilebilir yemiş, elektrik ürünleri ve kahve ihraç edilirken, en çok ihracat yapılan ülkeler Suudi Arabistan, Umman, Somali, Japonya ve BAE’dir. Türkiye’ye en çok mineral yağ ve yakıtlar, inci, makine ve teçhizatları, elektrik ürünleri ve traktör ihraç etmektedir.
Yemen’de elektrik alanında toptan ve perakende satışın yoğunlaştığı bölgeler Sanaa şehrinde Taiz Caddesi iken Aden’de ise Shaikh Othman Caddesi’dir.
Yemen’de elektrik sektöründe oldukça yaygın olan Avrupa markalarından Schneider, Legrand’ın yanı sıra LS – Kore, Chint – Çin gibi markalar da oldukça fazladır. Bunun yanı sıra Suudi Arabistan markası Alfanar da pazarlarda çokça yaygın. Alçak gerilim ürünlerinde tabi Sigma Elektrik olarak her yerde mevcuduz.
Kablo sektöründe Suudi markaları gümrük ve vergi avantajlarından ötürü fiyat rekabetinde avantaj sağladıkları için oldukça revaçta.
Bunun yanı sıra inşaat sektöründen örnek vermek gerekirse Türkiye Sağlık Bakanlığının desteği ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) işbirliğinde kurulan Taiz kentindeki Türk Sahra Hastanesi’nin açılışı yapıldı.
Yemen, ekonomiyi canlandırmak ve ihtiyacı olan insanlara yardım etmek amacıyla kritik altyapı iyileştirmelerine odaklanıyor. Bu amaçla, Suudi Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Programı (SDRPY), birkaç kilit sektördeki altyapıyı iyileştirmek için kapsamlı bir program başlattı.
Başlangıçta Kral Abdülaziz bin Abdulrahman Al-Suud tarafından başlatılan SDRPY, Yemen’e ekonomik yardım sağladı ve kuruluşundan bu yana 6 milyon vatandaşa fayda sağlayan 200’e yakın altyapı ve kalkınma projesini tamamladı.
Eylül 2020’de, diğer sektörlerin yanı sıra sağlık, eğitim, spor, su ve ulaşımı destekleyen 13 kilit projeyi içeren bir geliştirme paketinin lansmanını duyurdu.
Geliştirme paketi ayrıca Yemen’de dört yeni okulun inşasını da içeriyor. SDRPY ayrıca Aden Uluslararası Havalimanı’nın rehabilitasyonunu ve modernizasyonunu da içermektedir.
Son olarak bankacılık sektörüne değinmek gerekirse bankacılık ağı Yemen Merkez Bankası, 15 ticari banka (Dördü İslami banka olmak üzere dokuz özel yerli banka; dört özel yabancı banka ve iki devlete ait banka) ve iki uzmanlaşmış devlete ait kalkınma bankasından oluşmaktadır.
Para transferinde ise sorun yaşanmaktadır. Bankalar aracılığıyla yapılan transferlerde bankalar %3-4 civarı komisyon alırken, Dubai, Suudi Arabistan gibi yurtdışı merkezli döviz transfer ofislerinde bu oran %1 civarındadır.
Yemen’in yeniden inşası elbette Türk yatırımcılar için fırsat niteliğindedir. Özellikle elektrik, enerji ve inşaat sektörlerinde oluşacak büyük talep patlamaları buna daha önceden hazırlık yapmış olan firmaların lehine sonuçlanacaktır.
Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle…