Yaklaşık 12 milyon nüfusuyla birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Tunus’un geçmişi Berberiler’den, Fenikeliler’e, Roma İmparatorluğu’ndan Osmanlı İmparatorluğu’na ve en son olaraksa Fransız sömürgesine dayanmaktadır.
1957 yılında Fransız sömürgesinden Habib Bourguiba önderliğinde kurtulan Tunus, 2011 yılında Arap baharı ile birlikte 2014 yılına kadar istikrar elde edememiştir.
Şu anda yarı başkanlık temsili demokrasi ile yönetilen ülke, Freedom House tarafından Kuzey Afrika’nın tek özgür ülkesi olarak tanımlanırken aynı zamanda Arap dünyasının tek tam demokrasili ülkesi olduğu düşünülmektedir.
Ayrıca Afrika’nın en yüksek GSYH’ına sahip ülkelerinden biridir. Ülkenin başkenti yine aynı ismi taşıyan Tunus’tur. Halkın yaklaşık %98’i Müslüman olmakla beraber resmi dili Arapça olsa da Fransızca’da yaygın olarak kullanılan dildir.
Tunus nüfusunun % 64’ü kentlerde yaşamakta, ailelerin % 80’i mülkiyeti kendilerine ait konutlarda yaşamaktadırlar. İşsizlik yaklaşık %18 civarında olsa da Tunus Afrika’nın en iyi kalifiye iş gücüne sahip ülkesidir.
İş başvurularının % 53’ü, üniversite mezunları veya profesyonel yetişmiş iş gücüne sahip kişilerce yapılmaktadır. Tunus’ta 2000 kişiye bir bilim adamı düşmektedir.
Tunus ekonomisi, turizm başta olmak üzere, hizmet sektörü, tarım, tekstil ve konfeksiyon, hafif sanayiler ile petrol ve fosfat üretimine dayanan gelişme yolunda bir ekonomidir.
Gıda ürünleri ithalatta önemli bir yer tutmakla birlikte ülke, başta zeytinyağı olmak üzere önemli bir tarım ürünleri ihracatçısıdır. Dünya fosfat üretiminde ilk sıraları alan Tunus, fosfatı işleyerek fosforik asit ve gübreye dönüştürmektedir.
Ülkede petrol ve gaz üretilmektedir. İmalat sektöründe ise, tekstil ve deri ürünleri en önemli ihraç kalemlerini oluşturmaktadır.
Üretimde ve ihracatta fosfat ve petrol eski önemini yitirmiştir. Diğer taraftan tekstil, gıda işleme, elektrikli ürünler önem kazanmıştır. Tunus hükümeti, tekstil, makine ve elektrikli ürünler, otomotiv parçaları, eczacılık ürünleri, ayakkabı ve deri, gıda ve bilişim teknolojilerine yapılacak yatırımlar açısından rekabet avantajına sahip olduklarını duyurmuştur.
Tunus’un dış ticaret rakamlarına baktığımızda sırasıyla İtalya, Fransa, Çin, Almanya, Cezayir ve Türkiye en çok ithalat yaptığı ülkelerdir. Mineral yakıtlar, elektrik ürünleri (85 Gtip), Nükleer reaktörler, makine ve kazanlar, kauçuk ve mamulleri en çok ithal edilen kalemlerdir.
Türkiye’den en çok ithal ettiği kalemler arasında ise sırasıyla pamuk, demir-çelik, makine-reaktör ve kazanlar, kara taşıtları, plastik ve mamulleri, elektrik malzemeleri bulunmaktadır.
En çok ihracat yaptığı ülkeler ise Fransa, İtalya, Almanya, İspanya ve Cezayir’dir. Elektrikli makina ve cihazlar ve bunların aksam ve parçaları, dokumaya elverişli ürünler, mineral yakıt ve yağlar en çok ihraç ettiği kalemlerdir.
Türkiye’ye en çok gübre, optik alet ve cihazlar, fotoğraf, sinema, ölçü, kontrol, ayar alet ve cihazları, plastik ve mamulleri ihraç etmektedir.
Elektrik pazarına daha da yakından bakacak olursak elektrik malzemeleri ticaretinin en çok yoğunlaştığı başkent Tunus’daki Carthage Caddesi olsa da toptancıların genel olarak bir arada olduğu bir semt mevcut değil.
Schneider, ABB, TTI (Eaton partneri), Legrand ve Chint’in domine ettiği elektrik sektöründe, Çinli ve Fransız diğer markalara da rastlamak mümkün.
Kablo sektöründe Tunisie Cable ve Chakira Cable gibi yerel büyük oyuncuların üretim avantajı maalesef yabancı markaların işini zorlaştırmış durumda.
Aydınlatma sektöründen Çinli ürünler popülerken, anahtar-priz sektöründe ise Legrand başı çekiyor. Devre kesiciler sektöründe Schneider, ABB ve Chint oldukça agresif ve bu sebeple de başarılı.
Türk markalarının Tunus pazarında istenilen hacimlere ulaşamamasının en büyük sebebi uygulanan %30 oranında gümrük vergisi. Avrupa’dan gelen ürünlerde ise bu vergi mevcut değil. Dolayısıyla Türk firmalar için ciddi bir maliyet artışı söz konusu.
Örneğin Eaton bu handikapı TTI adlı yerel bir firma ile Tunus’ta yerli üretim yaparak çözümlemiştir. Devlet ihalelerini STEG (Societe Tunisienne de l’Electricite et du Gaz) yürütmektedir. Bu ihalelere yabancı firmalar da katılabiliyor.
Ancak yeni çıkan sistemde ‘tuneps’ adlı online sisteme üye olmak gerekli. Bu üyelik süreci ise 2 ay sürebiliyor. Bu ihalelerin bir avantajı da devlet ihalesi olduğu için ithal edilecek malzemelerde gümrük vergisi indirimi olabiliyor. Dolayısıyla Türk firmalar bu ihalelerde daha fazla avantaj elde edebilir.
Türk yapı- inşaat ve tekstil sektörü, elektrik sektörüne göre Tunus pazarında daha aktif.
Tunus’ta faaliyet gösteren Türk firmaları arasında TAV-Tepe Akfen İnşaat şirketi, TAV-Tunisie, THY, Sokatex – Philantex-I-II-III, ISKO, Vaskim, Zafer, Wintech (Adopen), Semstone, Mavi Tekstil, Galaksi Şti., Sahra Industrie Şti., Uğurteks, Zahir Tekstil bulunmaktadır.
İnşaat sektöründe gerçekleştirilen projeler arasında örneğin TAV’ın Afrika’nın yolcu kapasitesi en büyük havalimanı olan Enfidha Hammamet Havalimanı’nın yapımını üstlenmesi ve Monastır Havalimanı’nın yine aynı firma tarafından modernize edilmesi bulunuyor.
Bankacılık sistemine bakıldığında yabancı firmalar (özellikle off-shore firmalar) off shore bankalarla çalışabilirken, Tunuslu firmalar sadece Tunuslu (in shore) bankalarla çalışmak zorundadır.
Off-shore bankalar uluslararası bankacılık sistemine tabidir ve her tür para transferi bu bankalar üzerinden mümkün bulunmaktadır.
Ancak Tunuslu firmaların çalıştığı Tunus bankaları Merkez Bankası’nın izni olmaksızın döviz transfer edememektedir. Tunus vatandaşları yurt içinde döviz hesabı da açtıramamaktadır.
Aynı şekilde Tunuslu firmaların ithalat yaparken vesaik mukabili veya akreditifle çalışma zorunluluğu bulunuyor.
Genel olarak baktığımızda Türkiye’den direkt bitmiş ürün ithal etmek dezavantajlı gözüküyorken lokal bir partnerle işbirliği yapmak mantıklı olabilir. Keza devlet ihalelerine katılmakta vergi oranı bakımından avantaj sağlayabilir.
Görüşmek dileğiyle..