mahmut-polat-legend-teknoloji-firma-sahibi

MAHMUT POLAT KİMDİR?

22.06.1970 Almanya doğumlu Mahmut Polat aslen Malatyalı. Biri kız toplam altı kardeşler ve kardeşlerin her biri iyi eğitimli, başarılı kariyere sahip isimler.. Mahmut bey bu profili, çocuklarının iyi eğitim almasını hayat gayesi edinmiş baba vizyonuna borçlu olduklarını söylüyor.

Almanya’da Almanca öğretmenliği üzerine eğitim almış ancak okurken bile bu mesleği icra etmeyi hiç düşünmemiş.

Üniversite yıllarında tanıştığı, kendisi de öğretmen olan eşiyle aldığı evlilik kararının ardından hayatında bir dönüm noktası yaşamış. O dönem bölgede yatırımların hızlı olması ve aile kurma planları sonucu kendini Tekirdağ’da bulmuş. Özyeğin Üniversitesinde Endüstri Mühendisliği okuyan bir kızı ve liseye giden bir oğlu var. Vazgeçemediği tutkusunu ise ; Beşiktaş..

Ülkeye dönüşünden sonra ilk sektörel deneyimi, belki de tamamen tesadüf eseri biçimde Kablo TV ile başlıyor. Firmanın bölge müdürü ve satış temsilcisi ilanına başvuruyor. Elbette Kablo TV Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Komaz’ın sıradışı bir talimat vererek, “Bu ilana başvuran ilk elemanla, bizzat ben görüşeceğim.” talimatını bilmeden..

Profesyonelliği kadar otoriter kimliği ile de ünlenmiş Abdurrahman Komaz, iş görüşmesinin sonunda yardımcılarına (aslında Mahmut bey satış temsilcisi pozisyonuna başvurduğu halde) “Bu çocuk yeni bölge müdürümüz. Ve en başarılı bölge müdürü olacak, takip edin!” talimatını veriyor.

Bugün Legend Teknoloji’nin IT Sistemler ve proje alanındaki başarılı ivmesine bakacak olursak, Abdurrahman bey gerçekten haklıymış..

legend-teknoloji-gorsel

Türk Sanayicisi Her Alanda Kalite Üretiyor. Ancak Markalaşmada Alınacak Çok Yolumuz Var

Sektöre 2006 yılında, LG güvenlik şirketinin Trakya Bölge Bayisi olarak adım attık. Zaman içinde kendimizi endüstriyel alanda yetiştirerek, 2,12,24 V çalışan sistemlerin projelendirme ve uygulama alanında uzmanlaştık.

Bugün özellikle; oteller, limanlar, endüstriyel fabrikalar gibi projelerde, yangın algılama sistemleri, kamera, dedektör, data, seslendirme, axes kapı kontrol ve geçiş sistemleri gibi entegre sistemlerin tümünü kapsayan projelere imza atıyoruz.

Örneğin; bir endüstriyel tesisin yüksek ve orta gerilim sistemleri sonrasındaki tüm adımlarını hem dizayn edip hem de montajlayarak tam entegre sistem kurulumu hizmetlerini sunuyoruz. Bunların tamamı anahtar teslim projeler.

Projenin hangi aşamaları Legend Teknoloji bünyesinde hazırlanıyor?

4’ü mühendis, 2 tanesi tekniker olmak üzere 14 kişilik ekibimizle, projelerimizi kendi bünyemizde hazırlıyoruz. Kendimiz dizayn ediyor, kendimiz monte ediyor ve ürün tedariğini de kapsayacak biçimde kendimiz devreye alıyoruz. Montaj ve faaliyete alma sonrasında sistemlerin sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlayarak takibinde bakım hizmetlerini de sunuyoruz.

Elbette dönem dönem, büyük projelerde dışarıdan destek aldığımız taşeron firmalarımız da oluyor. Yurt dışı projelerde; projelendirme, ürün tedariği, montaj ve en son devreye alma işlemlerini yaparken yurt içi projelerde montajı üstlenmiyoruz. Hizmet sunduğumuz firmalar bu alanda kendileri çözüm üretiyorlar.

Önemli markaların bayisi ve iş ortağısınız.. Biraz bunlardan ve neden bu markaları seçtiğinizden bahseder misiniz?

Elbette.. Global pazarda kendini kanıtlamış bir Avusturya markası olan Schrack Seconet’in Türkiye distribitörüyüz. Yangın kabinleri tarafında Lande’in bölge bayisiyiz. Excel kablolarının ve DataNet’in bölge bayisiyiz.

Haikon’un Koyuncu Grup’ta bölge bayisiyiz. Fiyat değil, tamamen performans odaklı ürünler kullanıyoruz ve ürün gamımızı kolay kolay değiştirmiyoruz. Kalite yönünden beklenmeyen, ciddi bir problem olmadığı sürece tabi ki..

Projelere hazırlanırken; yapacağımız en küçük hatanın bile, mal, zaman hatta can kayıplarına sebep olabileceğini düşünerek, sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz..

Örneğin; yangın sistemindeki teknik bir hata insan hayatına mal olabilir. Güvenlik en önemli başlık olsa da bugün artık IT Sistemlerin farklı hedef başlıkları da var.

Eskiden sadece güvenlik için, dışarıdan gelecek ihlallere bir tedbir olarak kullanılıyorken, bugün işçi sağlığı ve güvenliğinden performansı arttırmaya kadar ya da gözlemleme, veri toplama alanlarında da bu projeler çok değerli katma değer üretiyor. Aynı şekilde eksik bir proje de; can güvenliği riski, bilgi kaybı, üretimi durması gibi risk faktörleri barındırıyor.

Son yaptığınız ya da devam eden projelerinizden birkaçının ismini paylaşır mısınız?

Koluman Otomotiv Tesisleri, Öztek Tekstil fabrika, Kale Kilit fabrika, Sea Pearl Ataşehir konut projesi iç pazarda ilk aklıma gelenler.. Afrika Gine’de de şu anda enerji santrali projemiz devam ediyor.

koluman-otomotiv-legend-teknoloji-projesi

Proje sayısı arttıkça, doğal olarak artan bakım anlaşmalarınız dolayısıyla bir tıkanma riski de oluşuyor mu?

Bu elbette bir risk ama Legend Teknoloji tam hizmet sunma noktasında emin olmadığı projelerde, zaten prensip olarak yer almaz. Bizim bakım sözleşmelerimiz yıllıktır. Her sene işletmenin ihtiyaçlarına göre, ayda bir, iki ya da altı ayda bir şeklinde periyotlar belirleniyor.

u bakım taahhütlerimizin gerektirdiği oranda istihdam yaratıyoruz. Sektörün en önemli sorunlarından biri de bu aslında. Sektörümüz, ihtisas alanında teknik eleman yetiştiren eğitim kurumlarına sahip değil. Dolayısıyla proje odaklı büyümek isteyen bir firma, özel elemanlarınızı kendi bünyesinde yetiştirmek durumunda..

legend-teknoloji-sea-pearl-atasehir-projesi

Biraz da sektörden söz edelim izninizle.. Genel olarak yatırımcılarda bir güvensizlik göze çarpıyor. Size göre bu algının sebebi ne ve bu sorunu nasıl çözebiliriz?

Bu bir kısır döngü aslında.. Yatırımcı ekonomik etkenleri önem listesinde başa koyduğu için, inşaat aşamasından sonra işin tamamı tek taahhüt firmasına teslim ediliyor.

Ancak, genellikle taahhüt firmaları bizim konumuza hakim değiller. Bu konuda yetişmiş personelleri yok. Alanları olmadığı için bizim gibi proje firmalarından destek alıyorlar.

Bu durumda karşınıza; sorumluluğun birden fazla firmaya dağılması, kontrol zorluğu, zaman kaybı, maliyetlerin artışı gibi bir tablo beliriyor.

Sonuçta yaşanan her aksaklık, aslında ilk atılan adımın yanlışlığından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.

Peki doğru süreç yönetiminde ne olmalıydı?

Bu yatırımcı firmalar, önce doğru danışman firmaları bulup, uygun projeyi hazırlatmalı. Montaj, devreye aldırma ve en sonunda tekrar, danışman firmanın kabulüyle işlem sonlandırılmalı.

Aslında Avrupa’da bu kural aynen işler ama Türkiye’de çok dikkate alınmıyor. Kulağı tersten tutuyoruz bir bakıma.. Bu konuda hassas davranarak, işi ehline, projeciye teslim etmek gerekiyor.

Bir diğer önemli husus da, proje işlerinde bakım hizmetlerinin, en az proje kadar değerli ve önemli olduğu gerçeğidir. Kullanılan ürünlerin pazardaki sürekliliği, Türkiye’de o markanın temsilcisinin bulunması önemli başlıklar..

Burada yatırımcı firmaya çok iş düşüyor. Bunun altını çizerek söylüyorum; İyi araştırmalı!.

Çünkü bizim sektörümüzde bir girişimci olabilmek için, büyük sermayeler, yatırım maliyetleri gerekmiyor. Dolayısıyla bugün, proje firma sayısı gereğinden çok fazla.. Birçoğu başarılı da olamıyor maalesef.

Oysa Türkiye’den, dünyada yapılan birçok önemli projeye başarıyla imza atmış, hatta dünya standartlarının üzerinde işler yapmış firmalarımız var. Yatırımcı doğru adresi bulmak durumunda.

IT sistemler bir bütündür. Tüm komponentlerde özenli seçim yapmak zorundasınız. Yoksa en iyi sistemi kurun, basit bir komponentin kalitesizliği sebebiyle tüm sistemi verimsiz hale getirme riskiniz var.

Fiyat ekonomik dahi olsa, sırf bu nedenle tercih sebebi olmamalı. Müşterinin ihtiyaçları göz önüne alınarak, o ihtiyaçları doğru biçimde karşılayacak ürünlere yönelmek gerekiyor.

IT sistemleri yol alt yapısına benzetebiliriz.. siz o alt yapıyı ne kadar kaliteli yaparsanız o kadar uzun zaman kullanırsınız.

Bilişim sektörü alt yapılarında cihazlar ve hızlar da çok hızlı değişiyor. Buna uygun bir sistemi kurmak, ucuz ürünlerle ortaya çıkmış bir sisteme kıyasla, orta ve uzun vadede sanılanın aksine çok daha düşük maliyetlidir.

İş kaybetme korkusu yaşamadığınız sürece başarılı olursunuz. Biz hiç korkmadık ve hep inandığımız projeleri yaptık. Bir projeyi alamadığımızda üzüldüğümüz zamanlar oldu ama vakit geçip, firma haklılığımızı görüp, bize geri döndüğünde doğru yolda olduğumuzu anladık. Bu sektörde doğru partnerlikler çok önemli.

Markalarınız gerçekten güçlü ve global isimler. Ancak dikkatimi çekti; neden yerli firmalarla işbirliği yapmıyorsunuz?

Bunun başlıca üç nedeni var; ürün gamı, sertifikasyon ve markalaşma problemi. Kablodan örnek verelim; çok kaliteli üretim yapan, hatta AB ile yarışacak düzeyde üretim bandına sahip kablo fabrikalarımız var.

Ancak hiçbirinin adı şartnamelerde yok. Sebebi şu; kabloyu üretiyorsunuz ama o projede kullanılması gereken diğer komponentleri üretmiyorsunuz. Ya da üretiyorsunuz ama sertifikalarınız eksik..

Birlikte sunulması gereken tüm ekipmanları üretip, bir bütün olarak sertifika almanız gerekiyor ki; proje firması sizi tercih etsin.

Elbette belirli köşe başlarının tutulduğu da bir gerçek. Markalaşma bilinci konusunda yetersiziz maalesef. Bu süreci çok önceleri tamamlamayı başarmış dünya markaları işte bu köşe başlarında.

Burada uygulayıcılar değil, üreticilerin kendini geliştirmesi gerekiyor. Eskiden kameraları koaksiyel kablo ile çalıştırırken hep yerli ürün kullanıyorduk mesela. O dönem ki teknoloji ve üretim kapasitemiz buna yeterliydi.

Ama bugün bilişim çağındayız. Sanayicimizin bu alandaki yatırımları yetersiz. Ciddi IT bilgi ve donanıma sahip firmalar var. Elbette kimse işini şansa bırakmak istemiyor. Böyle bir lüksümüz de yok..

Biz Ar-Ge’ye yeterli bütçeyi ayırmıyoruz. Genç mühendislere sabrımız yok. Düşünün ki; Bosch 4 dk. da bir patent alıyor. Coca Cola her yıl milyonlarca dolar Ar-ge bütçesi ayırıyor.

Elbette güzel gelişmeler de oluyor ve ilerliyoruz. Ancak markalaşma kavramına yaklaşımımızı değiştirmeliyiz. Fındığın %80 bizde ama burada bile adımız yok.

Türkiye’de sanayici patronun, kendi firmasının pazarlama bütçesinde hep gözü kalıyor. Elinden gelse bu alana hiç yatırım yapmayacak. İç piyasada çok etkin markalarımıza bakın, kaç tanesinde dünyaya açılma, global bir marka olma hedefi ve misyonu var? Çok az..

Elbette tüm bunlar için öncelikle kalkınma sağlayacak, ülke ekonomisinin iyi olması ilk şart. Yatırımcı finans sıkıntısı çekmemeli. Onlar sıkıntı yaşarsa, siz ne kadar iyi olursanız olun iş yapamazsınız. Yurt dışında iş yapma kabiliyetiniz varsa buna belki biraz dayanırsınız.

Mahmut bey bu harika söyleşi için size teşekkür ediyoruz. Legend Teknoloji’nin başarılı adımlarının devamını dileyerek, eklemek istedikleriniz var mı..

Ben teşekkür ediyorum. Sektörüm Elektrik, Aydınlatma, Güvenlik Sistemleri Dijital Dergi‘si çalışmaya başladığımız günden beri(yaklaşık olarak 10 yıl) farklı yayın politikası ve özenli yaklaşımı sayesinde bizi kazanmayı başardı.

Tüm okurlarınızı ve takipçilerinizi selamlıyor, sektör temsilcisi firmalarımız ve dostlarımıza, derginizi, dijital platformlarınızı daha çok desteklemeleri tavsiye ve ricasıyla takım arkadaşlarınıza ve size teşekkür ediyorum.

Röportaj: Nurşah SUNAY