acem-diyari-iran-1

Bu ayki köşemde ‘Acem Diyarı’ yani bir zamanların Pers İmparatorluğu İran’dan bahsedeceğim. İran’ın nüfusu yaklaşık 85 milyon ve çoğunluğu Fars olmak üzere, Azeri Türkleri, Kürt, Lur, Beluci, Türkmen ve Araplardan oluşmaktadır.

Tarihi boyunca Medler, Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Gazneliler, Selçuklular, Timur, Cengiz Han, Safeviler gibi birçok milletin ve medeniyetin etkisi altına giren bu coğrafya günümüzde hala dünya gündeminde attığı adımlarla oldukça konuşulmaktadır.

1908 yılında Kacar Hanedanlığı döneminde bulunan petrol, İran’ın 20. yy ve 21. yy’a damgasını vurmasını sağladı. 1921 yılında İngiliz desteği ile başa geçen Rıza Pehlevi, Farsça’yı tek resmi dil ilan etti. Ayrıca sanayileşmenin, demiryolu taşımacılığının ve yükseköğretimin temelini attı.

Ondan sonra yerine gelen oğlu Muhammet Rıza Pehlevi, babasına nispeten daha fazla demokratik açılımlar yapsa da, petrolü millileştirmemesi halkta bir kırılmaya sebep olmuş ve başbakanın öldürülmesine yol açmıştır.

Şah Pehlevi bunun sonucunda Musaddık’ı başbakan yapmak zorunda kalmıştır. Musaddık ise batıda eğitim görmüş, ulusal bağımsızlıktan yana biri olarak ilk işi olarak petrolü millileştirmiştir.

Başta ulemanın desteğini alsa   da daha sonra Sovyetlerle yakınlaşmasından korkan ulema desteğini çekerek Operasyon Ajax ile tutuklanmasına ön ayak olmuşlardır.

Şah ise Roma’dan dönerek görevi devralmış ve çok daha otokratik bir yönetim anlayışı gütmüştür. Daha sonra ‘Ak Devrim’ olarak yürüttüğü politikalar kapitalist ekonomik yapının kurulmasına olanak sağlarken, bu tür reformlar ve kadınlara verilen haklar ulemanın yönetim karşıtı olarak taraf toplamasına ve yoksul halkın da desteğini almasını sağladı.

Seçim reformuna karşı ulemanın destekleriyle çıkan olaylarda Ayetullah Humeyni siyasal bir önder olarak sivrildiğinden sürgüne gönderildi. Ocak 1978 yılında başlayan gösteriler 1 Nisan 1979 yılında İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla son bulmuştur.

Ülke teokratik bir Anayasa ile Humeyni’nin dini önderliğinde kurulmuştur. Humeyni’den sonra hala dini lider olarak başta olan Ali Hamaney ülkeyi geçtiğimiz günlerde seçilen yeni cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile yönetmektedir.

İran’ın ekonomisine bakacak olursak doğalgaz açısından dünyada 2. ve petrol rezervi bakımından dünyada 3. konumdadır. Ancak endüstriyel altyapının eksik olması İran’ın 10 yıl öncesine kadar kuyu açmasında yetersiz kılıyordu. Artan nüfus ve endüstrileşme ise, İran’ın hidroelektrik santralleri, nükleer santraller,  jeotermal santral, rüzgar enerji santralleri gibi yeni enerji santralleri kurmasını gerekli kılmıştır.

Ayrıca, İran Orta Doğu’da otomobil, yapı-inşaat malzemeleri, ulaşım, ev aletleri, yiyecek ve tarım ürünleri, silah, ilaç, bilgi teknolojileri ve petrokimya endüstri alanında yaptığı üretimlerle öne çıkmaktadır.

Tarım sektöründe de özellikle şeftali, kiraz, salatalık, hurma, patlıcan, incir, fıstık, ceviz ve karpuz alanında yaptığı üretimler İran’ı dünyanın en büyük beş üreticisinden biri konumuna getirmiştir.

Bunlarla beraber, başkent Tahran ülke endüstrisinin yaklaşık %45’ine ev sahipliği yapan ticari bir merkezdir.

İhracat ve ithalat rakamlarına bakıldığında başta makine ve nükleer reaktörler, hububat, elektrik malzemeleri, optik alet ve cihazları ithal etmektedir.

En çok ithalatı sırasıyla Çin, Türkiye, Hindistan, Almanya ve Rusya’dan yapmaktadır. Türkiye’den en çok makine, plastik ve mamulleri, elektrik malzemeleri, tütün ve kâğıt ithal etmektedir.

Plastik ve mamulleri, mineral yakıt ve yağlar, organik kimya ürünleri, yenilebilir yemişler ve demir-çelik en çok ihraç ettiği kalemlerken, en çok ihracatı Çin, Türkiye, Rusya, Pakistan ve Almanya’ya yapmaktadır. Türkiye’ye en çok plastik, bakır, çinko, yemiş ve gübre ihraç etmektedir.

Elektrik sektörüne daha yakından bakmak istersek başkent Tahran’daki ‘Lalezar’ en büyük toptancı ve perakende pazarı. Ancak diğer şehirlerde de büyük pazarlara rastlamak mümkün. Tebriz ve İsfahan’da ‘Firdevsi’ Meşhed’te ‘Senayi’, Şiraz’da ‘Galazi’ bilinen en büyük pazarlar.

Ambargo yüzünden Schneider ve Siemens gibi büyük Avrupa markaları direkt satış yapmasa da dolaylı yollarla Dubai ve Türkiye üzerinden giden bu markalara ait ürünler pazarda çokça mevcut.

Bununla beraber alçak gerilim sektöründe Türk markası olan Sigma Elektrik’in yanı sıra Hyundai, LS ve Chint gibi uzak doğu markaları oldukça revaçta.

Bunun yanı sıra, EMAS, ENDA Endüstriyel Kontrol ve Otomasyon, GMT Endüstriyel Elektronik, Çetinkaya Pano, Mutlusan Elektrik, Arkel Asansör Sistemleri pazarlarda çokça görebileceğimiz yaygın Türk markalarının başında gelmektedir.

İran’da bunun harici, tekstil sektöründe de çok fazla Türk ürünlerinin bulunması Türk kalitesinin altını çizmiştir. Aynı zamanda birçok Türk firma İran ortaklı olarak alüminyum ve radyatör fabrikaları kurmuştur. Aynı zamanda Kaya Grup 220 odalı lüks bir otelinde yapımını tamamlamıştır.

İran’da enerjinin ucuz olması ve askeri ücretin yaklaşık 210$ olması fabrika kurulumu gibi yerinde yatırımları oldukça cazip kılmaktadır.

Gümrük vergileri yaklaşık %15 iken, bu oran örneğin arabada %200’e bile ulaşıyor. Ayrıca %9’luk KDV’de ithalat masraflarına yansımaktadır. İran’a uygulanan dönemsel ambargolar ülkenin ithalatını ciddi anlamda sekteye uğratmaktadır.

Para transferleri bu sebeple banka aracılığıyla yapılamamaktadır. Şirketler sadece ihracat yapacakları tutarları beyan ettikten sonra sadece bu tutarda bankalardan döviz çekip Türkiye’de sarraflar aracılığıyla şirketlere gönderebiliyor.

Bunlar bir yana İran ciddi anlamda potansiyeli her geçen gün hızlı bir şekilde artan hemen yanı başımızda yer alan bir fırsatlar kapısı.

Ürünlerinizi parça parça ihraç edip güvenilir bir partnerle İran’da montaj hattı kurmak vergi ve dolayısıyla fiyat avantajı sağlayabilirken doğru bir partnerle direkt satış yaparak işbirliğini devam ettirip pastadan pay almakta mümkün.

 

Görüşmek dileğiyle…

Genco UYSAL
1984’te İstanbul’da doğan Genco Uysal; liseyi Saint Benoit Fransız Lisesi’nde, üniversiteyi Strazburg Robert Schuman Üniversitesinde ve yüksek lisansını Belçika’nın Brüksel şehrindeki Haute Ecole Bruxelles Üniversitesi’nde tamamlıyor. 125 ülke gezerek aktif satış yapması dolayısıyla, “ihracatın çılgın çocuğu” diye anılmaya başlayan alan Genco Uysal, ailesinin sağlık problemleri nedeniyle 2014 yılında Türkiye’ye dönüş yapıyor.