Değerli okuyucular… Önceki makalemde sizlere şehirlerin akıllanması gerekliliği ve bunun da öncelikli olarak aklın nasıl yaratılacağının öğrenilmesi ile başladığını belirtmiştim.
Bu yazımı, akıllanma yolundaki dönüşüm fikrinin sahne arkasını sizlerle paylaşmak ve şehirlere atfedilen aklın temellerini değerlendirmek üzere kaleme almak istiyorum.
Günümüzde, şehirlerdeki ulaşım planlamasının artan önemi; şehir-bölge planlaması ile ülke ekonomisi arasındaki yakın ilişki; bilgi teknolojilerinin her alanda yoğun kullanımı; çevresel konulardaki sosyal ve yasal baskı; şehrin sosyal düzeni ile ilgili artan endişe ve şehrin yönetimsel tekniklerinin gözden geçirilmesi gerekliliği kentsel çözümlerin çok yönlü şekilde uygulanması gerekliliğini göstermektedir.
Bu gereklilik, son zamanlarda tüm dünyanın ilgisini çeken bir konu olan “Akıllı Şehir” (Smart City) kavramını, kentsel problemlere akılcı çözümler üretme potansiyeline sahip bir kavram olarak karşımıza çıkarmaktadır.
Geçmişten günümüze ilgili literatür incelendiğinde, çoğu teknoloji perspektifli olmak üzere; dijital şehir (digital city), bilgi şehri (information city), kablolu şehir (wired city), siber şehir (cyber city) gibi ortaya konan çeşitli kavramlar, akıllı şehir fikrinin gelişimine farklı açılardan katkı sunmaktadır.
Kablolu Şehirler
Kablolu şehirler (Dutton, 1987), kablo ile tüm şehrin birbiriyle bağlantıda olma fikri ile ilişkilendirilmekte fakat şehirdeki uygulamaların kendi başına akıllı olma noktasından bahsetmemektedir.
Dijital Şehirler
Dijital şehirler (Ishido, 2002), şehrin herhangi bir yerindeki tüm sakinler için geniş bant iletişim sistemlerini birleştirerek bilgi paylaşımı, işbirliği, birlikte çalışabilirlik ve olumlu deneyimler için bir ortam yaratmayı amaçlamakta ve bu anlamda şehirlerin sanal olarak yeniden inşası fikrini ortaya koymaktadır.
Bilgi Şehirleri
Bilgi şehirleri (Castells, 1996) ise, yerel topluluklardan bilgi toplayarak web portalları aracılığıyla halka ileten ve sıklıkla üniversitelerin ve akademik bilginin iş dünyasıyla bağlantılarına odaklanan dijital ortamların inşası fikrine dayandırılmaktadır.
Bu kavramların ortak yönü olarak Bilgi ve İletişim Teknolojileri’nin (BİT) şehirler üzerindeki önemli etkisine vurgu yapılırken, kavramların temellendirildiği yaklaşımların farklılaştığı ve teknoloji odaklı (örn. kablolu ve bağlı), bilgi ve insan ağları odaklı (örn. akademik bilgi, iş inovasyonu, vb.) veya insan sermayesi odaklı (örn. beceri, eğitim, yaratıcılık, vb.) olduğu görülmektedir.
Akıllı şehir kavramının kökeni, bir kentin planlanması için yeni politikaların gerekliliğini savunan 1990’ların sonlarındaki Akıllı Büyüme Hareketi’ne (Smart Growth Movement) dayanmaktadır (Harrison ve Donnelly, 2011). Bu bağlamda akıllı büyüme, en önemli sürdürülebilir kentsel planlama paradigmalarından biri olarak ortaya atılmıştır.
Kompakt Şehir
Kentsel alanda mevcut altyapılardan azami faydayı elde etme ve trafik sıkışıklığının azaltılmasına vurgu yapan akıllı büyüme, şehrin birbirine yakın yapılarla azaltılmış mesafelere dayalı tasarımını teşvik etmesinin yanı sıra yeşil alanların korunması ve yaya faaliyetlerinin arttırılması konularında da kentsel planlamada yeni bir ufuk açmıştır.
Kentlerin dönüşümüne odaklı bu yaklaşım, ilk olarak Kuzey Amerika’da ortaya çıkmış, daha sonra ise İngiltere’de “kompakt şehir” (compact city) gibi şehrin daha kısıtlı mekanlarda, daha yüksek yoğunluklu konut alanlarına ve daha az enerji tüketimine olanak verecek biçimde yeniden tasarlanması gibi bağlamlar üzerinden tüm dünyaya yayılmıştır (Adelfio, 2018).
Akıllı Şehir
Günümüzde ise kavram gelişerek şehirlerin planlanması, geliştirilmesi ve yönetilmesi konularında teknoloji tabanlı inovasyon ile akıllı kentsel gelişim ve sürdürülebilir sosyo-ekonomik büyüme paradigması olan akıllı şehir kavramına dönüşmüştür. Akıllı şehir kavramının kapsadığı alanlar ve amaçladığı fikir temelinde geçmişten günümüze farklı odaklar üzerinden tanımlandığı görülmektedir:
- “Akıllı şehir; ekonomi, insanlar, yönetişim, mobilite, çevre ve yaşam konularında ileriye yönelik iyi performans gösteren ve kararlı, bağımsız ve bilinçli vatandaşların varlıklarının ve faaliyetlerinin akıllı kombinasyonu üzerinde temellenmiş şehirdir” (Giffinger vd., 2007).
- “Akıllı Şehir, ekonomik ve politik etkinliği artırmak ve sosyal, kültürel ve kentsel gelişimi sağlamak amacıyla BİT altyapısına bağlı ağı kullanan şehirdir” (Hollands, 2008).
- “Akıllı şehir, kentsel sorunları çözmek, şehir içindeki süreçleri iyileştirmek, vatandaşları için daha iyi bir yaşam kalitesi sağlamak ve iyi bir kaynak yönetimi ile sürdürülebilir ekonomik kalkınma elde etmek için BİT’lerin insan sermayesi ile bağlantılı olarak kullanılmasına dayanmaktadır.” (Pinochet vd., 2019).
Bunlara ek olarak, Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan 2020 – 2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı (2019) kapsamında ise akıllı şehir; “Paydaşlar arası işbirliği ile hayata geçirilen, yeni teknolojileri ve yenilikçi yaklaşımları kullanan, veri ve uzmanlığa dayalı olarak gelecekteki problem ve ihtiyaçları öngören, hayata değer katan çözümler üreten daha yaşanabilir ve sürdürülebilir şehirler” olarak tanımlanmıştır. Konuyla alakalı videoyu aşşağıda izleyebilirsiniz..
Bu anlamda, teknolojinin tamamlayıcı gücünden yararlanarak tek yönlüden ziyade çok yönlü bir akıllanmaya ihtiyaç duyulduğu ortadır.
Önemli olan nokta, şehirlerimizi akıllanma sürecine nasıl ve hangi alanlarda hazırlamalıyız? sorusunun cevabını doğru verebilmektir.
Bu kapsamda, verilen tanımlardan anlaşıldığı gibi tek bir alandan ziyade birden çok alanı bütünsel şekilde ele almak ve sürekli gelişim mantığı temelinde ilerletmek aslında atılacak adımların genel çerçevesinin belirlenmesinde önemli bir rol oynayabilir.
Bu doğrultuda, akıllı şehir fikrinin temelinde yatan ve olmazsa olmazları oluşturan bileşenleri iyi incelenmeli ve şehirlerimizin hem ulusal hem de küresel ölçekteki konumlandırmasını bu yörüngede şekillendirmeliyiz.
Bir sonraki yazımda, akıllı şehir kavramının temel bileşenlerine ilişkin dinamikleri ele alarak “şehirlerimizin akıllanması yolunda neyi, nasıl ve ne şekilde yapmalıyız” konusunu sizlerle paylaşıyor olacağım.
Öyleyse akıllı şehirler yolundaki serüvenimizde yeniden buluşmak dileklerimle…
KAYNAKLAR:
- Adelfio, M., Kain, J. H., Thuvander, L., & Stenberg, J. (2018). Disentangling the compact city drivers and pressures: Barcelona as a case study. Norsk Geografisk Tidsskrift-Norwegian Journal of Geography, 72(5), 287-304.
- Castells, M. (1996) Rise of the Network Society: The Information Age. Cambridge: Blackwell.
- Dutton, W.H. (1987) Wired Cities: Shaping the Future of Communications. London: Macmillan
- Giffinger, R., Fertner, C., Kramar, H., Kalasek, R., PichlerMilanoviü, N., & Meijers, E. (2007). Smart Cities: Ranking of European Medium-Sized Cities. Vienna, Austria: Centre of Regional Science (SRF), Vienna University of Technology. http://www.smartcities.eu/download/smart_cities_final_report.pdf.
- Harrison, C., & Donnelly, I. A. (2011). A theory of smart cities. In 55th Annual meeting of the international society for the systems sciences, 17–22 July 2011, The University of Hull, Hull, UK.
- Hollands, R. G. (2008). Will the real smart city please stand up? Intelligent, progressive or entrepreneurial?. City, 12(3), 303-320.
- Ishido, T. (2002) ‘Digital city Kyoto’, Communications of the ACM, 45(7), pp. 78–81
- Pinochet, L. H. C., Romani, G. F., de Souza, C. A., & Rodríguez-Abitia, G. (2019). Intention to live in a smart city based on its characteristics in the perception by the young public. REGE Revista de Gestão, 26(1), 73-92.
- Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (2019). 2020 – 2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı, https://www.akillisehirler.gov.tr/wp-content/uploads/EylemPlani.pdf, erişim tarihi: 01.04.2021