bati-afrikanin-kalbi-fildisi-sahilleri-ile-ticaretin-puf-noktalari-1

Kakao kokusu ile sıtma korkusunu karıştırın. Üzerine biraz muz ve ananas serpiştirin. Son olarak etrafını Fransızca ile tamamen kaplayın ve fırına verin. Fırından çıkar çıkmaz çok ama çok sıcak tüketin. İşte size Fildişi Sahili

Evet… Bu ay ki yazımı 2009-2011 yıllarında 2,5 yıl boyunca savaş döneminde bizzat yaşadığım ve deneyimlediğim Batı Afrika’nın kalbi Fildişi Sahilleri’nden bahsedeceğim.

Yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Fildişi Sahilleri, Gana, Burkina Faso, Mali, Liberya ve Gine ile komşudur. Atlas Okyanusu’nda 515 km’lik sahil şeridi bulunmaktadır. Havası çok nemli ve sıcaktır. Halkın yaklaşık yüzde 50’si hala kırsal alanlarda yaşamaktadır.

Halk oldukça fakir ama ironik bir biçimde zenginler etrafı yüksek duvarlarla çevrili villalarda oturarak kendini izole etmeye çalışıyor. Eski bir Fransız sömürgesi olması sebebiyle resmi dili Fransızca ama bununla beraber yerel halk 60’a yakın farklı dil ve lehçeyi konuşuyor.

Nüfusun önemli bir kısmı Müslüman da olsa, Hristiyan büyük bir kitle ve diğer dinler de bulunuyor. Fildişi Sahilleri’nin tarihi çekişmelerle geçmiş olmasına rağmen şu anda Batı Afrika’da Dubai gibi birçok çevre ülkenin ticari iş merkezi haline gelmiş durumda.

1960 yılında Felix Houphouet-Boigny (havalimanına ismini veren devlet adamı) önderliğinde bağımsızlığını kazanan Fildişi Sahilleri, 1993 yılında Felix Houphouet-Boigny’nin ölümünden sonra tekrar istikrarı kaybetmiş, ardı ardına meydana gelen protesto, ayaklanma ve askeri darbeler sebebiyle 2004’te iç savaş yaşamıştır.

2007’ye kadar muhalefet yanlısı kuzeyle hükümet yanlısı güney arasında ciddi çatışmalar yaşanmıştır. 2007’de anlaşmaya varan taraflar ancak 2010’da seçime gidebilmiştir.

Seçim yine bir ihtilafa sebebiyet vermiş ve ülke yine karışmıştır. Ta ki 2015’te Outtara başkan seçilinceye kadar ülke karışıklığı devam etmiştir.

İç savaşın yaşandığı bu dönemde 2,5 yıl boyunca Fildişi Sahilleri’nin en büyük Türk yapı-inşaat firması olan ve büyükelçilik konutunu inşa eden İnci Grup’un ülke müdürü olarak ben de orada idim.

O dönemde savaş, zaten fakir olan halkın açlıkla mücadelesine ve hastalıklardan ölmesine sebep oldu. Zaten beyazsanız zenginsiniz algısı mevcut, savaş ortamında da parasızlıktan beyaz adam kaçırma gibi birçok olayla bizzat ben de karşılaştım.

O dönemde yiyecek bulunmadığı için sadece ananas, hindistan cevizi gibi yerel meyve ve sebzelerle beslenmemizi karşılıyorduk.

Benim de başıma gelen ve ülkenin hala en önemli sorunlarından biri de sıtma. Sıtma çok yaygın, ben de 23-24 kere sıtma hastalığı geçirdim ve hastanede günlerce tedavi gördüm.

Ülke insanı için bu hastalık artık çok sıradan, hasta olduğunu düşünen ya özel ilaçlarını alıyor, ya da gidiyor hastanede serumunu alıyor atlatıyor. Yerel halk genelde bağışıklık kazandığı için ayakta atlatıyor.

Ama bu maalesef biz yabancılar için geçerli değil. Zira Türkiye’de maalesef sıtma hastalığı bilinmediği için sıtma olup dönen Türk işçilerinden hayatlarını kaybedenler bile olmuştu.

İlk satırlarımda kakao benzetmesi yapmam boşuna değildi elbette, Fildişi sahilleri %38’lik oranla kakao üretiminde dünya lideri.

Aynı zamanda kahve, palmiye yağı, pamuk, şeker, pirinç, muz, manyok, patates, kauçuk ve kereste üretimi ekonomisinin önemli kalemlerini oluşturuyor.

Hollanda, Amerika, Fransa, Malezya ve Vietnam en çok ihracat yapılan ülkeler. En çok ihracatı yapılan ürünler ise sırasıyla kakao, maden, değerli taş, kuruyemiş, kauçuk ve pamuk.

En çok ithalat yaptığı ülkeler ise sırasıyla Çin, Nijerya, Fransa, Amerika, Hindistan ve Türkiye. Türkiye’den en çok ithalatını yaptığı ürünler sırasıyla çimento, demir-çelik, makine ve aksamları ve elektrik ürünleri. Elektrik ürünlerini alt gruba ayırırsak, Türkiye’den sırasıyla en çok trafo, pano, devre kesiciler ve jeneratörler ithal etmektedir.

Elektrik ürünlerinin ticareti daha çok Abidjan’da Treichville denilen bölgede Boulevard de Marseille Caddesi’nde yoğunlaşmış durumda.

Ülke ticaretinden bahsederken Lübnanlılar’ın hakimiyetinden bahsetmemek olmaz. Ülkede 200,000’den fazla Lübnanlı yaşıyor, doğal olarak ticaretin belki de %90’ına Lübnanlılar hakim.

Elektrik sektöründe de keza Lübnanlı tüccarlar pazarı domine etmiş durumda. Hoş Lübnanlılar Türk iş adamlarının ülkeye gelip yatırım yapmalarını engellemeye bile çalışıyorlar.

Ama yine de elektrik sektöründe önde gelen birkaç Türk firması pazarda mevcut. Fransız markalarından Legrand ve Schneider, Fas markası Ingelec, Prysmian Kablo ve Nexans bu sektörde çok bilinen markalardan.

Prysmian kablo ve Nexans şu anda Fildişi sahilleri’nde kendi fabrikalarında yerli üretim yapıyor. Yerli üreticilerden ise Plasticable ve Nouvelle Afrique Industrie kablo üretiminde piyasada mevcut. Ama bunun yanı sıra HES Kablo, Vatan Kablo gibi birçok Türk markası da pazarda mevcut.

Elektrik sektöründen bahsederken Çin faktörünü atlamak mümkün değil tabi. Maalesef burada da Çin ürünü ucuz mallar çokça fazla.

Bazı Lübnanlı uyanık tüccarların kendi bayiliklerini yaptığı ürünleri bilerek Çin’de taklit ettirip karışık sattığı bile iddia konusu.

İstikrarı yakalamasından sonra hızla yükselişe geçen ülkede, bütün ülkeye elektrik hatlarının inşa edilmesi, turizmcilik sektörünün artışına bağlı olarak otel inşaatının artması ile yapı-inşaat ve elektrik sektörleri şu an revaçta.

Son 5-6 yılda birçok Türk firması Fildişi Sahilleri’nde şirket açtı. Farklı sektörlerden yaklaşık olarak 20-25 tane Türk firması ülke ticaretinde rol oynuyor.

Halihazırda Türk firmalarından Limak Çimento üretimi yapıyor, Oyak firması aynı şekilde çimento fabrikası kuruyor şu anda. Sanko, İnci Grubu satın alarak beton santrallerini işletiyor. Kinza Yapı 31 bin m2 alana sahip Radisson Blu Oteli’ni Abdijan’da inşa etti.

Yine şu an 1000 m2 üzerine 27 katlı olmak üzere ikinci Radisson Blu Otel’in inşaası Abidjan’ın iş merkezi konumundaki Plateau’da etmektedir.

Bu projenin de 2021’de tamamlanması ön görülüyor.Elektrik, yapı-inşaat sektörlerinin haricinde gıda ve turizm sektörleri de gelecek vaat eden alanlar.

Batı Afrika’da ticaret ağı kurmak isteyen birçok yatırımcı Fildişi Sahilleri’ni kendisine merkez üssü olarak kuruyor. Şu an Çin, Kanada, Hindistan, Fransa ve Hollanda’dan çokça yatırımcı ülkeye geliyor.

Fildişi Sahilleri Kasım ayında bir seçime gidecek, o yüzden şu an hem bunun etkisi hem de kısmen Covid-19 (22.07.2020 itibariyle 14733 vaka) nedeniyle piyasalar ciddi durağan bir döneme girmiş durumda.

Kasım’dan sonra belirsizliğin kalkmasıyla ticaretin daha da canlanacağını düşünebiliriz. Yatırım ülkesi olarak Fildişi Sahilleri özellikle elektrik, yapı-inşaat ve gıda sektörlerinde doğru pazar olabilir.

Ama öncesinde mutlaka bir pazar ziyareti yapılıp özellikle Lübnanlı tüccarların sattığı marka- fiyat analizlerinin iyi yapılması gerekiyor.

Ofis kurmayı düşünürseniz de bu nokta da kurulacak ekipte çok önemli. Fransızca bilen ve sürekli sahada olacak aktif bir ekip kurmak önem teşkil ediyor.

Görüşmek dileğiyle…

Genco UYSAL
1984’te İstanbul’da doğan Genco Uysal; liseyi Saint Benoit Fransız Lisesi’nde, üniversiteyi Strazburg Robert Schuman Üniversitesinde ve yüksek lisansını Belçika’nın Brüksel şehrindeki Haute Ecole Bruxelles Üniversitesi’nde tamamlıyor. 125 ülke gezerek aktif satış yapması dolayısıyla, “ihracatın çılgın çocuğu” diye anılmaya başlayan alan Genco Uysal, ailesinin sağlık problemleri nedeniyle 2014 yılında Türkiye’ye dönüş yapıyor.