
2024 yılı ilk 2 ayında sırasıyla %6,70 ve %4,53 gelen aylık enflasyon oranları, 2025 yılı ilk 2 ayında sırasıyla %5,03 ve %2,27 olarak açıklanmıştır.
Ocak 2025 ayı enflasyon rakamı beklentilerden yüksek gelirken, Şubat 2025 ayı enflasyon verisi beklentilerin alt sınırında gelmiştir.
Böylece dönemsel olarak 2024 yılının ilk 2 ayında %11.54 olan enflasyon rakamı 2025 yılı ilk iki ayında %7.42 seviyesine düşmüştür. Bu veri yaklaşık 4 puan civarında bir düşüşü ifade ediyor.
Bu sayede 2024 yılının aynı ayına göre yıllık bazda enflasyon Şubat ayı itibariyle %67.07 den %39.05 seviyelerine düşmüş görünüyor.
Peki Enflasyon Neden Düşüyor?
Burada en etkin konu kurlar. Kurlar oynak olmadığı için kur kökenli bir maliyet enflasyonu yaşanmıyor. Kaldı ki kur belirsizliğinden kaynaklanan bir emniyet subabı da fiyatlara eklenmiyor. Bu durumda geçen yılın enflasyonundan daha düşük enflasyon verisine ulaşabiliyoruz.
İşte buna da “baz etkisi” diyoruz. Enflasyonun fiyat artış hızını ifade ettiğini, enflasyon düşünce fiyatların değil zam oranının düşeceğini de unutmayalım.
Enflasyon Düşmeye Devam Edecek Mi?
Bunun için 2024 yılı aylık bazda TÜFE gelişmelerine bakalım; Mart ayı %3.16, Nisan ayı %3.18 mayıs ayı %3.37 enflasyon rakamlarını görüyoruz. 2025 yılı ilk 2 ay ise sırasıyla %5.03 ve %2.27. Bu durumda aylık bazda enflasyon rakamları %2 civarında olursa yıllık bazda her ay 1 puanlık düşüş olabilir gibi duruyor.
Eskiden olduğu gibi yıllık bazda öyle büyük enflasyon rakamları beklenmemeli. Aylık bazda ortalama %2 gelirse yıl sonu enflasyonu da %27 civarında gerçekleşebilecek.
Faizler Daha Düşer mi?
TCMB enflasyondaki gelişmelere paralel olarak kademeli olarak politika faizini düşürmektedir. En son %42.5 seviyelerine gelen politika faizi önümüzdeki dönem 250 baz puan daha yani %40 seviyesine kadar düşecek gibi görünüyor.
Buradan sonra TCMB daha dikkatli davranacaktır. Çünkü aşırı faiz indirimi “carry trade” pozisyonları için yabancı yatırımcıyı kar realizasyonu yapmaya itebilir. Bu durumda ölçülü ve dikkatli bir şekilde faiz indirimlerine ufak ufak da olsa devam edecektir diye düşünüyoruz. Ancak Trump’ın izlediği “her şey Amerika için” söylemiyle yürüttüğü agresif politika gelecekte barış mı getirir yoksa savaşı mı tetikler bilemiyoruz.
Rusya ile görüşmelere başlanması, Ukrayna için barış görüşmeleri çok ilginç çünkü savaşın sebebi de kendileriydi. Ukrayna çevresine füze koydurmasalardı Rusya Ukrayna’ya girmeyecekti. Bunu bizzat Putin’in kendisi ifade etmiştir.
Son zamanlarda Yemenin vurulması emrini vererek orada birçok masumun da ölümüne sebep olması Amerika için herkes ölse de olur mantığıyla hareket ettiğini de göstermektedir.
Bu belirsizlikler global ticareti de ciddi oranda tehdit etmektedir. O yüzden bilanço risklerine, kur riskine, vade riskine, karşı taraf riskine, likidite riskine dikkat edilmelidir.
Görüşmek dileğiyle…